Ve in imraetun hafet min ba’liha nuşuzen ev ı’radan fe la cunaha aleyhima en yuslıha beynehuma sulha. Ves sulhu hayr. Ve uhdıratil enfusuş şuhh. Ve in tuhsinu ve tetteku fe innallahe kane bi ma ta’melune habira.(Nisa 128)
Nisa 128. ayet, evlilik içi çatışmaların çözümüne ve daha geniş anlamda sosyal ilişkilerde barışçıl, adaletli tutuma dair derin mesajlar içeriyor. Ayeti parça parça ele alırsak:
1. “Ve in imraetun hafet min ba’liha nuşûzen ev i’râdan…”
(Eğer bir kadın, kocasının kendisine karşı nüşûzundan (sertlik, ilgisizlik, sevgisizlik) veya yüz çevirmesinden endişe ederse…)
- Burada sadece kadının erkeğin ilgisizliği ya da sevgisizliği karşısındaki durumuna işaret ediliyor.
- “Nuşûz” (eşine karşı diklenme, soğuma, hak ihlali) hem erkeğin hem kadının yapabileceği bir şeydir (bkz. Nisa 34). Bu ayette erkeğin ilgisizliği ve soğukluğu merkeze alınmış.
- Mesaj: Evlilik sadece nikâh bağı değil, karşılıklı ilgi, sevgi ve sorumluluk gerektirir.
2. “Fe lâ cunâha aleyhimâ en yuslihâ beynehumâ sulhâ…”
(Birbirleriyle barışıp anlaşmalarında ikisine de günah yoktur.)
- Burada, tarafların fedakârlık ve karşılıklı anlayışla bir çözüm üretmeleri teşvik ediliyor.
- İlişkinin devamı için bazen bir tarafın hakkının bir kısmından vazgeçmesi gerekebilir. Bu zorunlu değil, gönüllü olmalıdır.
- Mesaj: Boşanma ilk seçenek değildir; önce sulh aranmalıdır.
3. “Ve’s-sulhu hayr…”
(Barış yapmak daha hayırlıdır.)
- Evlilikte, dostlukta, komşulukta, iş hayatında: çatışmayı sürdürmek değil, barışı tercih etmek esastır.
- Burada genel bir toplumsal ilke var: Uzlaşma çatışmadan daha değerlidir.
4. “Ve uhdırati’l-enfusu’ş-şuhh…”
(Nefislere cimrilik/ bencillik hazır kılınmıştır.)
- İnsan doğasında bencillik, kendi çıkarını öne alma, taviz vermeme eğilimi vardır.
- Evliliklerde kavgaların önemli kısmı bu bencillikten doğar.
- Mesaj: İnsanın nefsini terbiye etmesi, karşısındakinin hakkını da gözetmesi gerekir.
5. “Ve in tuhsinû ve tettekû fe innallâhe kâne bimâ ta’melûne habîrâ.”
(Eğer iyilik yapar, Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, Allah yaptıklarınızı bilmektedir.)
- Asıl çözüm: İhsan (karşılıksız iyilik) ve takvâ (Allah bilincinde olmak).
- Yani evlilik ve sosyal hayattaki davranışların ölçüsü, sadece çıkar veya nefis değil, Allah’a karşı sorumluluk olmalıdır.
📌 Ayetten Çıkan Temel Mesajlar
- Evlilik bir çıkar sözleşmesi değil, sevgi ve sorumluluk sözleşmesidir.
- Sorun çıkınca hemen boşanmak yerine uzlaşma aranmalıdır.
- Sulh (barış) her zaman kavgadan ve ayrılıktan hayırlıdır.
- İnsan fıtratı bencildir; bu bencillik aşılmadıkça ilişkilerde adalet kurulamaz.
- İhsan ve takvâ toplumsal ve bireysel ilişkilerin temelidir.
- Bu ilke sadece evlilikte değil, tüm sosyal ilişkilerde geçerlidir: dostluk, iş hayatı, aile içi ilişkiler.
Nisa 128’in aile içi barışa dair mesajlarını, Nisa 64’ün (Eğer onlar, kendilerine zulmettiklerinde sana gelselerdi ve Allah’tan bağışlanma dileselerdi, Rasul de onlar için bağışlanma isteseydi, Allah’ı çok tövbe kabul edici ve çok merhametli bulurlardı.) mesajıyla birleştirelim. Böylece ortaya “Evlilikte ve Sosyal Hayatta Barış Etiği Manifestosu” gibi bir metin çıkacak.
📜 Evlilikte ve Sosyal Hayatta Barış Etiği
(Nisa 128 & Nisa 64 Temelli Manifesto)
1. Sorunları yok sayma, çözüm ara
- Nisa 128 bize gösteriyor ki, evlilikte veya sosyal ilişkilerde ilgisizlik, sevgisizlik, anlaşmazlık olabilir. Bu bir insanî gerçektir.
- Ancak çözüm, kaçmak veya kopmak değil; sulh (barış ve uzlaşma) aramaktır.
2. Barış, çatışmadan üstündür
- “Ve’s-sulhu hayr” (Barış daha hayırlıdır).
- Ailede de toplumda da en değerli yol, uzlaşma ve orta yol bulmaktır.
3. Nefsin bencilliğini aş
- İnsan doğası bencil ve cimridir (“uhdırati’l-enfusu’ş-şuhh”).
- İlişkilerdeki en büyük engel, taviz vermemek, hep kendini haklı görmektir.
- Barış için, nefsin aşılması ve fedakârlık şarttır.
4. İhsan ve takvâ ile yaşa
- Çözüm sadece hukukî formüllerle değil, ihsan (güzellikle davranmak) ve takvâ (Allah bilincinde olmak) ile mümkündür.
- Çünkü Allah, yapılan her şeyi görmektedir (“Allah yaptıklarınızı bilmektedir”).
5. Zulüm karşısında tevbe ve bağışlanma kültürü
- Nisa 64, sosyal hayatta ve evlilikte bir başka ahlâkî ölçüyü gösterir:
- İnsan zulmedebilir, hata yapabilir.
- Çözüm, inatlaşmak değil; Allah’tan bağışlanma dilemek, hatayı kabul etmek ve karşılıklı affı mümkün kılmaktır.
- Rasul’ün bağışlanma duası burada toplumsal liderlik ve rehberlik boyutunu hatırlatır: Barış ortamını sağlamak için dua, arabuluculuk ve merhamet gerekir.
6. Barış kültürü: bireyden topluma
- Ailede sulh, topluma sulh getirir.
- Evlilikteki çözüm yolları, dostlukta, komşulukta, iş hayatında, siyasette de geçerlidir.
- Her düzeyde şiar: “Sorun varsa, barışçıl çözüm ara; zulüm varsa, tevbe ve bağışlanma yolunu aç.”
🌿 Sonuç
- Nisa 128: Aile ve sosyal ilişkilerde barış, uzlaşma, fedakârlık ve takvâ.
- Nisa 64: Zulüm ve hatalar karşısında tevbe, bağışlanma, affedicilik ve arabuluculuk.
İkisi birlikte bize şunu söyler:
👉 Sağlam bir toplum ve evlilik, barışın, tevbenin ve affediciliğin üzerine kurulur.
Erkeklerin Sorumluluğu (Nisa 34)
”Allah’ın, (rızık ve fazilette) kimini kimine üstün kılması ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler, kadınların kavvamı(sorumlusu) ve koruyucusudurlar. Onun için saliha kadınlar itaatkârdır. Allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (eşlerinin haklarını) koruyucudurlar. Başkaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara gelince, onlara öğüt verin, yataklarda onları yalnız bırakın ve (bunlar fayda vermezse) yolunuzu ayırın. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, yücedir, büyüktür.”(Nisa 34)
- Nisa 34 → Sorumluluk ve Emanet Bilinci
Erkekler, Allah’ın kendilerine yüklediği nafaka ve koruma sorumluluğu sebebiyle ailede yükümlülük sahibidir.
Bu ayet, erkek üstünlüğü değil; sorumluluk ve emanet bilinci getirir.
Eşler arasında sevgi, saygı, koruyuculuk ve sadakat esastır.
”Qavvâmûn” Kelimesinin Anlamı
”Qavvâm” kelimesi, Arapçada bir şeyi “ayakta tutan,” “koruyan,” “bakan,” “gözeten” ve “sorumluluğunu üstlenen” kişi anlamına gelir. Bu bağlamda, erkeklerin ailedeki rolünü şu yönleriyle tanımlar:
- Koruma ve Gözetme Sorumluluğu: Erkek, ailenin korunması ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan kişidir. Bu, sadece fiziksel tehlikelerden korumak değil, aynı zamanda ailenin onurunu ve huzurunu gözetmek demektir.
- Maddi Sorumluluk: Ayetin devamında yer alan “mallarından harcama yapmaları sebebiyle” ifadesi, bu “yönetici” rolünün en önemli şartını ortaya koyar. Erkek, ailesinin geçimini sağlamakla yükümlüdür. Bu maddi sorumluluk, ona ailenin reisi olma vazifesini yükler. Yani, bu rol finansal karşılığı olan bir görevdir.
- Adalet ve Doğrulukla Ayakta Tutma: Kelime, “kayyûm” (mutlak koruyucu, varlıkları ayakta tutan) ismiyle aynı kökten gelir. Bu da görevin adalet ve hakkaniyetle yerine getirilmesi gerektiğini vurgular. Buradaki liderlik, tek taraflı bir otoriteden ziyade, aileyi birlik ve beraberlik içinde tutan, sorunlarını çözen ve dengesini sağlayan bir gözetmenlik veya vasilik rolüdür.
Özetle
Nisa 34’teki “yönetici” ifadesi, bir erkeğin evlilikte ve ailede sorumluluk, koruma ve geçim sağlama gibi temel görevlerini vurgulayan bir kavramdır. Bu, mutlak bir “hakimiyet” veya “otoriter liderlik”ten ziyade, ailenin huzur ve güven içinde yaşaması için üzerine düşen yükümlülükleri yerine getiren sorumlu bir gözetmen rolünü ifade eder. Bu sorumluluk yerine getirildiği sürece ayette bahsedilen “qavvâm” rolü de geçerliliğini korur.