Kur’an’da Yeminle İlgili Ayetler ve Determinist Yorumları


Yemin Nedir?

Yemin, insanın sözünü sağlamlaştırmak için başvurduğu bir teminattır. Ancak Kur’an, yemini sadece “sözün gücü” olarak değil, irade, niyet ve sorumluluk bilinci üzerinden değerlendirir. Çünkü her yemin, insanın içsel kararlılığını dışa vuran bir taahhüttür.


1. Yemin: İradenin Dili

Mâide Suresi 89. ayet, bu konunun merkezindedir:

“Allah, kasıtsız olarak ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz; fakat bilinçli olarak yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar…”
(Mâide, 89)

Bu ayet, insan davranışını iki düzlemde ele alır:

  • Bilinçsiz, refleksif yeminler (lagv): Kişinin niyeti olmadan dilinden dökülen sözlerdir.
  • Bilinçli yeminler: İnsanın farkında olarak, iradesiyle verdiği sözdür.

Kur’an, ikinci tür yeminleri sorumluluk alanına yerleştirir. Çünkü burada insan, özgür iradesiyle bir karar verir; yani kendi kader zincirinde bir halka oluşturur.


2. Determinist Yorum: Sebep ve Sorumluluk Zinciri

Determinist düşünceye göre hiçbir davranış rastlantısal değildir; her eylem bir neden-sonuç zincirinin halkasıdır.
Yemin de bu zincirin farkında olmanın göstergesidir. İnsan, sözüyle kendi kaderine yön verir; her yemin bir karar noktasıdır.

Kur’an bu noktada, irade ve bilinç arasındaki dengeyi öğretir:

“Yeminlerinizi Allah’a bir engel kılmayın; iyilik yapmaktan, takvadan ve insanların arasını düzeltmekten geri durmayın.”
(Bakara, 224)

Bu ayet, yeminin amaçsızca kullanılmamasını öğütler. Çünkü söz, eğer insanın eylemini iyilikten alıkoyuyorsa, artık hakikate hizmet etmez.


3. Hz. Peygamber’in (sav) Uyarısı

Resûlullah (sav) yemin konusuna son derece hassas yaklaşmıştır.
Bir hadisinde şöyle buyurur:

“Kim yemin eder de sonra ondan daha hayırlı bir şey görürse, yeminin kefaretini versin ve hayırlı olanı yapsın.”
(Buhârî, Eymân, 3)

Bu, determinist açıdan oldukça anlamlıdır. Çünkü insan, yaptığı yeminin sonuçlarını değerlendirebilir; daha iyi bir yol bulduğunda, kader zincirini yeniden şekillendirme sorumluluğuna sahiptir.

Peygamber’in bu sözü, özgür iradenin sabit değil, dönüşen bir farkındalık olduğunu gösterir.


4. İslam Âlimlerinden Görüşler

  • İmam Gazâlî, “İhyâ-u Ulûmiddîn” adlı eserinde der ki: “Yemin, kalbin dil üzerindeki hükmüdür. Kalp gafletse, yemin boşluktur; kalp uyanıksa, yemin emanettir.” Bu söz, yemin konusundaki irade vurgusunu tam olarak yansıtır.
    Yani yemin, sadece dille değil, kalple yapılan bir eylemdir.
  • Fahreddin Râzî, Mâide 89’un tefsirinde şu yorumu yapar: “Allah’ın lagv yeminleri affetmesi, insanın tabiatında hata payı bulunduğunu gösterir. Çünkü mutlak özgürlük yoktur; insan, nefsin ve çevrenin etkisiyle sınırlıdır.” Bu yorum determinist açıdan değerlendirildiğinde, insanın tam bağımsız bir fail olmadığı; ancak farkındalığını artırarak bu sınırları daraltabileceği sonucu çıkar.

5. Kadim Bilgelikten Parçalar

Yemin, yalnızca İslam’da değil, kadim kültürlerde de “iradenin mühürü” olarak görülmüştür.

  • Sokrates, öğrencilerine şöyle der: “Kendine yemin et, çünkü insan ancak kendi vicdanına hesap verir.”
  • Hz. Lokman’ın oğluna öğüdü de bu doğrultudadır: “Sözünde dur, çünkü söz, insanın şerefidir.” (Lokman, 31:17’den anlamca türetilmiştir.)

Bu bilgelik çizgisi, Kur’an’ın “Vahfezu eymanekum – Yeminlerinizi koruyun” (Mâide, 89) emriyle aynı derinliğe sahiptir.


6. Yemin Kefareti: İçsel Dengeyi Onarma

Yemin kefareti, yalnızca dünyevi bir bedel değildir. Fakiri doyurmak, giydirmek ya da oruç tutmak — bunlar, nefsin açgözlülüğünü dizginleyen eylemlerdir.

Determinist olarak yorumlarsak; insan, hatasının neden olduğu zinciri eylemle kırar.
Kefaret, kaderin yönünü değiştirme bilincidir:
İnsanı yeniden dengeye ve denetime çağırır.


7. Yemin, İrade ve Kader

Yemin eden insan, aslında kendi iradesini “zamana mühürler.”
Ama Kur’an, bu mühürün kör bir bağlılık değil, bilinçli bir kararlılık olmasını ister.
Bu yüzden yeminleri “koruyun” derken, aslında şunu fısıldar:

“İradenize sahip çıkın; çünkü kaderinizi siz yazarsınız.”

Determinist açıdan bu, insanın Tanrı iradesine teslim olurken bile kendi özgür seçimleriyle bu teslimiyeti inşa ettiğini gösterir.


Sonuç: Yemin, İnsanın Kendine Sözü

Kur’an’daki yemin ayetleri, bize şunu öğretir:
Yemin sadece Allah’a değil, kendine verilmiş bir sözdür.
Bu sözü tutmak, iradeye sahip çıkmak; bozmak ise, iradeyi eğitme fırsatıdır.

İslam’ın yemin anlayışı, insanın düşünce – niyet – eylem üçlüsünde olgunlaşmasını hedefler.
Determinist bakış açısıysa bu süreci, insanın kendi davranış zincirini fark ederek kendi kaderini şekillendirmesi olarak açıklar.


🔹 Son Söz

“Söz, kaderin ilk adımıdır.
Her yemin, insanın içindeki kudretin yankısıdır.”



Determinist yorumİslam’da yeminMâide 89 anlamıyemin kefareti
Comments (0)
Add Comment