Mâide 70 Ayeti: İsrailoğullarının Tutumu ve İlahi Mesaja Direnişin Psikolojisi

Lekad ehazna misaka beni israile ve erselna ileyhim rusula kullema caehum resulun bima la tehva enfusuhum ferikan kezzebu ve ferikan yaktulun.( Maide 70)

Bu ayetten hareketle İsrailoğullarının tutum, davranış ve düşünce kalıpları için neler söyleyebilirsin.
Ayetin anlamı şöyledir:

“Andolsun, İsrailoğullarından sağlam bir söz almıştık. Onlara birçok peygamber gönderdik. Ne zaman hoşlarına gitmeyen bir şey getiren bir peygamber gelse, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.” (Mâide, 70)

Bu ayetten hareketle İsrailoğullarının tutum, davranış ve düşünce kalıpları şu şekilde özetlenebilir:


🧠 1. Seçici Dindarlık ve Nefis Merkezlilik

“Bima la tehva enfusuhum” — nefislerinin hoşlanmadığı şeyler…
İsrailoğulları, dini ve peygamberleri kendi arzularına göre kabul etmişlerdir.

  • Hoşlarına giden hükümleri benimsemiş,
  • İşlerine gelmeyen emirleri reddetmişlerdir.
    Bu, ilahi mesajı nefse uydurma eğilimini gösterir.

⚖️ 2. Söz (Misak) Verip Unutma

“Lekad ehazna misaka beni İsrail” — İsrailoğullarından söz almıştık…
Allah’a verdikleri sözü, yani itaat ve bağlılık yeminini çabucak unutmuşlardır.
Bu, sözde sadakat, davranışta ihanet tutumudur.
Kökleşmiş bir söz-değer uyuşmazlığı (ahlaki tutarsızlık) vardır.


⚔️ 3. Hakikate Direnme ve Şiddet Eğilimi

“Ferîkan kezzebû ve ferîkan yaktulûn” — Bir kısmını yalanladılar, bir kısmını öldürdüler.
Bu, yalnızca sözlü değil, eylemsel bir karşı çıkışı ifade eder.
Hakikate tahammülsüzlük öyle bir boyuttadır ki,
hakikati taşıyanı susturma veya yok etme eğilimi doğmuştur.


🪞 4. Kibir ve Üstünlük Kompleksi

Tarihte “seçilmiş halk” bilinci, zamanla ahlakî sorumluluk bilincinden uzaklaşıp kibire dönüşmüştür.
Kendilerini diğer toplumlardan üstün görmüşler, bu da onları eleştiriye kapalı hale getirmiştir.
Dolayısıyla eleştiren bir peygamber, onların gözünde “düşman” olmuştur.


🌀 5. Düşünsel Katılık (Dogmatizm)

Hakikati dinamik bir süreç olarak değil, sabit bir gelenek olarak görmüşlerdir.
Yeni bir peygamber geldiğinde, eski kalıplarını sorgulamak yerine reddetmeyi tercih etmişlerdir.
Bu da inançta donma, maneviyatta durağanlık anlamına gelir.


🌍 6. Evrensel Ders

Bu ayet sadece tarihî bir eleştiri değildir; aynı zamanda her çağın insanına bir uyarıdır:

  • İlahi mesajın bir kısmını kabul edip bir kısmını reddetmek,
  • Sadece hoşuna gideni yaşamak,
  • Gerçekle yüzleşmek yerine onu susturmak…
    Bu tutumlar, İsrailoğullarına özgü değil, insan egosunun ortak zafiyetleridir.

Mâide 70 Ayetinin Meali

“Andolsun, İsrailoğullarından sağlam bir söz almıştık. Onlara birçok peygamber gönderdik. Ne zaman hoşlarına gitmeyen bir şey getiren bir peygamber gelse, bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.” (Mâide, 70)


1. İsrailoğullarının İlahi Mesaja Karşı Tutumu

Kur’an-ı Kerim’de İsrailoğulları sıkça örnek gösterilen bir topluluktur. Mâide 70 ayeti, onların peygamberlere karşı gösterdiği olumsuz tavrı açıkça ortaya koyar.
Bu tavır, sadece tarihî bir olgu değil, aynı zamanda insan psikolojisine dair evrensel bir uyarıdır.


2. “Nefsin Hoşuna Gitmeyen” Gerçek: Seçici Dindarlık

Ayette geçen “bimâ lâ tehvâ enfusuhum” ifadesi, nefislerinin hoşlanmadığı şeyleri reddettiklerini anlatır.
Bu, seçici inanç davranışını tanımlar:

  • Kolay emirleri benimsemek,
  • Zor veya rahatsız edici hakikatleri reddetmek.

Günümüzde de benzer şekilde, insanlar dinin hoşlarına giden kısmını yaşayıp, zorlayıcı kısımlarını görmezden gelebilir. Bu, Mâide 70 ayetinin güncel anlamını güçlendirir.


3. Verilen Sözü Unutmak: Ahlaki Tutarsızlık

Lekad ehaznâ mîsâka benî İsrail” ifadesi, Allah’a verilen sözün unutulmasını vurgular.
Bu durum, söz ve davranış arasındaki çelişkiye dikkat çeker.
İsrailoğulları, “iman ettik” demiş ama gereğini yerine getirmemiştir.
Bu tutum, insanın inançta samimiyet sınavına işaret eder.


4. Peygamberlere Karşı Şiddet: Hakikate Tahammülsüzlük

Ayette geçen “bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler” ifadesi, hakikate direnen bir toplumu anlatır.
Bu, eleştiriye kapalı, kibirli bir zihniyetin sonucudur.
Hakikati taşıyanı yok etme isteği, egonun kendini koruma refleksidir.
Bugün de bu davranış, “farklı düşüneni dışlama” biçiminde devam eder.


5. İsrailoğullarının Düşünce Kalıpları

Mâide 70 ayetinden yola çıkarak şu kalıplar öne çıkar:

  • Kibir: Seçilmişlik inancını üstünlük sanma
  • Dogmatizm: Geleneksel düşünceye körü körüne bağlılık
  • Nefis Merkezlilik: İlahi ölçü yerine kişisel çıkarı öne koyma
  • Tutarsızlık: İmanla davranış arasında kopukluk
  • Direnç: Hakikati duyduğunda öfkeye kapılma

6. Günümüze Mesaj: Her Dönemin İsrailoğulları

Bu ayet, sadece geçmişi anlatmaz; her çağın insanına bir ayna tutar.
Bugün de hakikati duymak istemeyen, sadece kendi konfor alanını koruyan insanlar vardır.
Mâide 70 ayeti, bizi şu soruyla baş başa bırakır:

“Ben, hoşuma gitmeyen bir gerçeği duyduğumda nasıl tepki veriyorum?”


Sonuç: İlahi Mesaj Karşısında Samimiyet Sınavı

Mâide 70 ayeti, dinin özüyle yüzleşmeyi ve nefsin direncini aşmayı öğretir.
İsrailoğullarının hatası, ilahi mesajı kendilerine uydurmaya çalışmaktı.
Oysa insanın görevi, kendini vahye uydurmak, hoşuna gitse de gitmese de hakikate teslim olmaktır.



dini tefsirilahi mesajinsan psikolojisiİsrailoğullarıKur’an ayet analiziKur’an’da İsrailoğullarıMâide 70 ayetiMmâide suresi anlamıpeygamberlere karşı tutumseçici dindarlık
Comments (0)
Add Comment