1980 SONRASI TÜRK ŞİİRİ
1980 sonrasında Türk şiiri 12 Eylül askeri müdahalesinden sonra geçmişteki ideolojik ve siyasi havasından uzaklaşmış, yeni arayışlar içine girmiştir. Bu dönemde ortak bir şiir hareketi oluşmamıştır. Bir grup şairin Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra “açıklık politikası” sonucu “yeni bütüncü” adını verdikleri bir yapılanma oluşmuşsa da şiirde bir değişiklik yaratmamıştır.
1980 Sonrası Türk Şiirinin Özellikleri
- Dönemdeki Kenan Evran Darbesi yazın üzerinde olduğu gibi şiir üzerinde de etkisini göstermiş; bireyin kendini yalnız ve yabancılaşmış hissetmesi şiire de yansımıştır.
- Dönemde insanlara umut aşılayan tek girişim yayımladığı dergi ve haftalık kültür gazetesiyle “Yazko” olmuştur. 1980 sonrası şiirin ilk kaynakları: Üç Çiçek, Poetika, Şiir Atı, Fanatik, daha sonra da Sombahar vs.
- Dönemin siyasi koşullarıyla kendi içine kapanan şairler, şiirin kendi iç meselelerine yönelmiş; kendinden önceki şiirleri özümsemiş, değerlendirmiş ve kavramıştır. Bunun sonucu olarak da dönemin en önemli eğilimi “geleneğe dönüş” olmuştur. Bu anlayışın en önemli temsilcisi de Hilmi Yavuz’dur.
- Şairler, şiirin bir araç değil amaç olduğunu ve şiirin asıl konusunun insan olduğunu dile getirmişlerdir.
- “II. Yeni” nin imge anlayışına tekrar dönülmüş; şiir, dil üzerine kurulmuş ve çeviriler bu dönemin ana kaynaklarından birini oluşturmuştur.
- “Şiir özgür ve bağımsız olmalıdır. Şiir bir parti veya örgütün düşünceleri doğrultusunda yazılmamalıdır. Şiirin toplumcusu bireycisi olmaz, şiir şiirdir.” anlayışıyla şiirler yazılmışsa da şairler idealist ise bireyci; materyalist ise toplumcudur görüşü hâkimdir. Ancak 1980 sonrası bireycilik ön plana çıkmış, şair baskılar sonucunda içe dönük bir şiir anlayışıyla yazmıştır. 1980 SONRASI TÜRK ŞİİRİ
Dönem Şairlerinin Ortak Özellikleri Şunlardır:
- Politikleşen ve sloganlaşan ve gündem dışı kalan şiiri yeniden gündeme getirmeye çalışmak.
- Şiirle ilgili sınıflamalardan kaçınmak.
- Şiiri bir araç olarak değil bir amaç olarak görmek.
- Şiir geçmişimize sahip çıkmak: İkinci Yeni de, 40 kuşağı da, Garip de, Divan Şiiri de, Halk Şiiri de bizimdir.
1980’li yıllarda şiirde belirgin bir yoğunluk olmadığı için şairlerin şiir anlayışları da birbirleriyle uyum göstermemiştir. Şairler, imgeci, mitolojik, gelenekselci, toplumcu, yeni garipçi vb. olarak değerlendirilebilir.
Bu dönemin önde gelen temsilcileri Haydar Ergülen ve 1960 Kuşağı şairlerinden Hilmi Yavuz, Süreyya Berfe, Ataol Behramoğlu’dur.
1980 SONRASI TÜRK ŞİİRİ ÖNEMLİ KİŞİLERİ
HAYDAR ERGÜLEN (1959-…)
14 Ekim 1956’da Eskişehir’de doğdu. Halen Bahçeşehir ve Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakülesi’nde ‘Yaratıcı Yazarlık’ ve ‘Türk Şiiri ve Şairler’ dersleri vermektedir.
- 1980 sonrası Türk şiirinin önemli isimlerindendir.
- İlk şiiri 1972’de Eskişehir’de Deneme dergisinde “Umur Elkan“, ilk yazısı da aynı yıl Yeni Ortam gazetesinde “Mehmet Can” adıyla yayımlandı.
- İstanbul’da Üç Çiçek (1983) ile Şiir Atı (1986) dergilerini yayıma hazırlayanlar arasında yer aldı.
- İnsan-dünya ilişkisini, insanın var oluşunu, ölüm-yaşam karmaşasını sade, lirik bir tarzla sorgulamış; şiirlerinin ana temasını ölüm, yalnızlık, yabancılaşma oluşturmuştur.
- Her şiirini bir imge etrafında kurgulaması şiirlerinin en önemli özelliği olmuştur.
Şiir
40 Şiir ve Bir (1997) (Necatigil Şiir Ödülü & Altın Portakal Şiir Ödülü)
Hafız ile Semender: Toplu Şiirler 2 (2002)
Keder Gibi Ödünç (2005) (Cemal Süreya Şiir Ödülü)
Yağmur Cemi (2005)
Üzgün Kediler Gazeli (2007) (Metin Altıok Şiir Ödülü)
Zarf (2010)
Çocuk kitabı
- Nar Alfabesi (2012)
HÜSEYİN ATLANSOY (1962-…)
. “Batıda Kar Var” ilk şiiridir.
- 1980 Kuşağının en önemli şairlerindendir.
- II. Yeni şiirinden etkilenmiş, imge ve çağrışımlara yer vermiştir.
Aldığı Ödül
1990 yılında yazarlar birliği ödülünü kazandı.
Sloganı
- Şiirle ne denli içli dışlı olduğunu şu sözlerinden anlıyoruz: ”şiir yazmasaydım, bir hayatım olmazdı.”
Eserleri:
- İntihar İlacı
- Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi
- Şehir Konuşmaları
- Kaçak Yolcu
- Karşılama Töreni
- Güldeste
- Su Burcu
ENİS BATUR (1952-…)
Şair, deneme yazarı, yayıncı.
- Şiir kültürü bakımından donanımlı bir şairdir.
- Sadece şiir yazmakla kalmayan aynı zamanda şiir üzerine yazılar da yayımlayan bir entelektüeldir.
- (1990–1993),TRT‘deki “Okudukça” programının (1994–1999) yayın danışmanlığını yaptı; Açık Radyo‘nun kuruluşuna katkıda bulundu ve “Şifa, Şifre, Deşifre” programını gerçekleştirdi; Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO)’nun “Göreme’den İstanbul’a Kültür Mirasımız” kampanyasını (1984) yönetti. Şiirleriyle Cemal Süreya, Altın Portakal, Sibilla Aleramo, Necatigil ödüllerini, denemeleriyle TDK ödülünü kazandı.
- Kitaplarından Opera üzerine Ahmet Oktay‘ın kitabı “İsrafil’in Sûru” ve bir sempozyumun bildirilerini bir araya getiren “Opera Odağında Enis Batur Şiiri”, yapıtları üzerine yazılmış yazılardan bir seçmeyi derleyen “Otuz Kuş Bakışı”, Hatice Aynur’un hazırladığı “Enis Batur Bibliyografyası 1970–1995”, Esra Ermert’in yazdığı “Gen Haritası: Enis Batur Şiiri’nde Kullanım Sıklığı ve Köken Temelinde Sözcük Taraması” ve Cem Akaş’ın “Belkienisbatur” adlı eserleri hakkındaki başlıca kaynaklardır.
Şiir:
Eros ve Hegades (1973)
Kandil (1981)
Meseller Kitabı (1981)
Sarnıç (1985)
Tuğralar (1985)
Yazılar ve Tuğralar (1987)
Doğu-Batı Divanı (1997)
Sütte Ne Çok Kan (1998)
Ağırlaştırıcı Sebepler Dîvanı (2003)
Abdal Düşü: Düzyazı Şiirler (2003)
Düzyazı:
Kediler Krallara Bakabilir
Gönderen: Enis Batur
Perec Kullanım Kılavuzu
Bu Kalem Bukalemun
E/Babil Yazıları
Türkiye’nin Üçlemi
Acı Bilgi
HİLMİ YAVUZ (1936- )
Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Ortam gazeteleri ve çeşitli dergilerde “Ali Hikmet” imzasıyla inceleme, eleştiri ve denemeler yazdı. Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. İlk şiirleri Kabataş Erkek Lisesi‘nde edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil yönetiminde çıkan “Dönüm” dergisinde yayınlandı. Bu dönemde daha çok İkinci Yeni akımının etkisinde imgeci şiirler yazdı. Sonraki yıllarda gelenekçilikle çağdaş bir bakışı kaynaştıran, biçim ve özün dengelendiği bir düzey sergiledi. İslam mistisizmi, özellikle de tasavvuftan yararlanarak kendine özgü bir sözcük dağarcığı geliştirdi.. Talat Halman tarafından Şairi Azam sıfatı verilmiştir.
Şiir
- Bakış Kuşu
- Bedreddin Üzerine Şiirler (1975)
- Doğu Şiirleri (1977)
- Yaz Şiirleri (1981)
- Gizemli Şiirler (1984)
- Zaman Şiirleri (1987)
- Söylen Şiirleri (1989)
- Ayna Şiirleri (1992)
- Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize (1989, toplu şiirler)
- Gülün Ustası Yoktur (1993, toplu şiirler 1)
- Erguvan Şiirler (1993, toplu şiirler 2)
- Çöl Şiirleri (1996)
- Akşam Şiirleri (1998)
- Yolculuk şiirleri (2001)
- Hurufi şiirler ( 2004)
- Büyü’sün Yaz (2006)
- Küller ve Zaman
- Kayboluş Şiirleri(2007)
Deneme-İnceleme
- (1988)
- Dil’in dili (1991)
- İstanbul Yazıları (1991)
- Okuma Notları ( 1992)
- İstanbul’u dinliyorum (1992)
- Modernleşme, Oryantalizm, İslam(1998)
- Yazın, Dil ve Sanat ( 1999)
- İslam’ın Zihin Tarihi (2009)
- Türkiye’nin Zihin Tarihi (2009)
- Alafrangalığın Tarihi (2009)
- Okuma Biçimleri (2010)
- Belleğin Kuytularından (2010)
Anı-Günce
- Geçmiş Yaz Defterleri (1998)
- Ceviz Sandıktaki Anılar(2001)
- Bulanık Defterler (2005)
Anlatı
- Taormina (1990)
- Fehmi K.’nın Acayip Serüvenleri ( 1991)
- Kuyu(1994)
(Bu üç anlatı, Can yayınlarından 1995 yılında , ‘üç anlatı’ adı altında basılmıştır.)
CAHİT ZARİFOĞLU (1940–1987)
1940’ta Ankara’da doğdu. 7 Haziran 1987’de Ankara’da yaşamını yitirdi. Kahramanmaraş’ta “Açı” adıyla bir sanat dergisi yayınladı.
- 1976’dan sonra Ankara’da yayınlanan Mavera ve Edebiyat dergilerinin sürekli yazarı oldu.
- İlk şiirlerinde ikinci Yeni akımının etkileri görülür.
- Madde-ruh çatışması, “Batı diktasına karşı Doğu protestosu” temalarını işledi.
- İlk şiir kitabı “İşaret Çocukları” 1967’de yayınlandı.
- Şiirlerinde dinsel inançları çerçevesinde ele aldığı Anadolu insanlarının acı, umut ve sevgilerini yansıttı. Son şiirlerinde ise İslamcı düşüncedeki insan sevgisi, toplumsal mutluluk anlayışını işledi. Yer yer gerçeküstü ögeler ve eski şiir kalıplarını uyguladı.
- Şiir anlayışı bakımından Sezai Karakoç ve Necip Fazıl çizgisinde yer almaktadır. Ona göre şiir, insandan ve maddeden bağımsız bir varlığa sahiptir. Şair ise adeta bir baraj suyunu tutan bent gibi şiiri insanlığa ulaştıran bir kanal, bir araçtır. Şiirin bu bağımsız varlığına dışarıdan bir müdahalenin, bir dayatmanın olmaması gerektiği konusundaki düşünceleriyle gerçeküstücülere yaklaşan şair, şiirin metafizik niteliği konusunda onlardan ayrılır. Şiir de tıpkı insan gibi Yaratan’a doğru bir yönelme içerisindedir. Metafiziksiz şiir olmaz. Şiir maddenin ördüğü duvarların ve perdelerin arkasını kurcalama işidir.
- Gerçeküstücü ögelerle destansı söyleyişin rahat ve geniş sesi onun şiirlerinin çekiciliğini oluşturan faktörler arasındadır. Özellikle İşaret Çocukları adlı ilk kitabındaki şiirlerinde adeta art arda patlayan seri flaş etkisi yaratan şaşırtıcı, özgün imge sağanağı onu kuşağı arasında ve Türk şiirinde öne çıkarır.
- İkinci kitabı Yedi Güzel Adam’daki şiirlerle birlikte destansı söyleyişin modern örneğini vermiş ve bir yandan tasavvufa bir yandan toplumsal olana yönelmiştir.
Şiirleri
- İşaret Çocukları
- Yedi Güzel Adam (1973)
- Menziller (1977)
- Korku ve Yakarış (1986)
Hikaye ve Romanlar
- İns (1974)
- Yürek Dede ile Padişah (1984)
- Savaş Ritmleri (1985)
- Motorlu Kuş (1987)
- Tiyatro: Sütçü İmam (1987)
- Denemeler: Bir Değirmendir Bu Dünya (1987)
MURATHAN MUNGAN (1955-…)
Yazar, oyun yazarı ve şairdir.
- Bir tanesi filme alınan üç tane de film senaryosu yazdı (Dağınık Yatak).
- Şarkı sözlerini, genellikle Yeni Türkü grubu besteleyerek seslendirdi (Olmasa Mektubun…)
Şiir kitapları: Osmanlıya Dair Hikayat, Kum Saati, Sahtiyan, Yaz Sinemaları, Eski 45’likler, Mırıldandıklarım, Yaz Geçer, “Oda, Poster ve Şeylerin Kaderi”, Omayra, Metal, “Oyunlar İntiharlar Şarkılar”, Mürekkep Balığı, Başkalarının Gecesi
1980 KUŞAĞININ YÖNELİMLERİ:
1.İmgeci Şiir:
- Ahmet Haşim ve İkinci Yeni’nin izinden gidenlerin yönelimidir. Şiirlerinde imge üzerine yoğunlaşan, bu minvalde eserler veren şairler şunlardır:
İmge Nedir?
Duyduğumuz veya okuduğumuz bir söz yoluyla zihnimizde oluşan görüntü, dünyada gördüklerimizin zihnimizde yansımasıdır.
2. Anlatımcı Şiir:
Başı sonu belli bir hikâyesi olan, sunuluşunda olay örgüsüne, neden-sonuç ilişkisine, olay kahramanlarının veya olayın geçtiği yerin tasvirine de yer veren şiirdir. Sözgelimi E.A. Poe’nun “Annabel Lee” şiiri.
3. Folklorik veya Mitolojik Şiir:
Halk şiiri, destanlar, mitolojik metinlere yaslanarak Yahya Kemal, Behçet Necatigil, Hilmi Yavuz izinde giden şiirdir.
4. Mistik-Metafizikçi Şiir:
Şeyh Galip, Cahit Zarifoğlu, İsmet Özel, Sezai Karakoç, Ebubekir Eroğlu izinde giden şiir anlayışıdır.
Dergiler: Dergah, Yönelişler, Kaknüs
Lale Müldür: Uzak Fırtına, Buhurumeryem, Divanü Lügatit-Türk, Saatler/Geyikler, Ultra-Zone’da Ultrason, Anemon,
Hüseyin Atlansoy: İntihar İlacı, Balkon Çıkmazında Efendilik Tarihi, Şehir Konuşmaları, İlk Sözler, Kaçak Yolcu, Su Burcu(toplu Şiirler)
5. Gelenekselci Şiir:
Osman Hakan A. : Göç ve Ölüm Şarkıları, Gül Odası,
Vural Bahadır Bayrıl: Melek Geçti, Şer Cisimler,
Sefa Kaplan: Sürgün Sevdaları, İnsan Bir Yalnızlıktır, Seferberlik şiirleri
6.Toplumcu Gerçekçi Şiir ve “Yenibütün”:
Nevzat Çelik: Şafak Türküsü, Müebbet Türküsü, Suda Seken Hayat, Sevgili Yoldaş Kurbağalar,
Ali Asker Barut: Karanfil Kırıkları, Sarhoş Böcek Şarkıları,
7. Beatnik-Marjinalci Şiir:
1950’lerin sonlarıyla 60’ların başlarında Amerika’da gelişen “Beat Generation” hareketi uçlarda yaşayanların dünyaya bakışlarını, kurallara karşı çıkışı, isyankârlığı, aykırılığı temel alan alternatif bir yaşam biçimi ve edebiyat anlayışı getirmiştir. Şiirin bir ruh çarpıntısı, bilinç akışı, kuralsızlık olduğuna inanan beatnikler bizim şiirimizde 1980’lerden önce Ece Ayhan’ın ve Can Yücel’in şiiri üzerinde etkili olmuştur.
KÜÇÜK İSKENDER (1964-…):
Yeni şiirin çok yönlü deneyimi içerisindedir. Onun şiiri her türlü kurulu düzene karşıdır. Girmedik çıkar ya da çıkmaz yol, denemedik oyun, kullanmadık sözcük, alay, küfür, argo, ağız, deyim, ön-ek, son-ek bırakmamış, her şeyi şiir alanına sokmuştur. Umarsız değil, umursamaz bir şair vardır. Başkaldırının şiirini yazar. İki filmde (Ağır Roman, O Şimdi Asker) rol aldı.
Şiir
- Gözlerim Sığmıyor Yüzüme ( 1988 / Adam Yayınları )
- Erotika ( 1991 / Adam Yayınları )
- Yirmi5April ( 1994 / YKY )
- Periler Ölürken Özür Diler ( 1994 / Gendaş )
- Suzidilara ( 1996 / Adam Yayınları )
- Güzel Annemin Hayal Gücü ( Tek Baskılık Kitap ) ( 1996 / Hera Şiir Kitaplığı )
- Dicle ile Fırat ( 2004 / Gendaş )
Serbest Metinler
- Dedem Beni Korkuttu Hikâyeleri ( 1992 / Parantez )
- İkizler Burcu Hikâyeleri ( 1993 / Parantez )
- 666 (1994 / Gendaş )
- Galileo’nun Pergeli ( 2009 / Sel )
- The Kırmızı Başlıklı İstasyon Şefi ( 1996 / Parantez )
- Belden Aşağı Aşk Hikâyeleri ( 1996 / Parantez )
Romanlar
- Flu’es ( 1998 / Parantez )
- Cehenneme Gitme Yöntemleri ( 1999 / Parantez )
- Zatülcenp ( 2000 / İnkılâp )
8. Yeni Garipçi Şiir:
Garip’in espriye, ironiye, sokak diline dayalı kolay söyleyişi benimseyen tutumu, şiirin günlük konuşma biçimiyle yazılabileceğini düşündüren karakteri bu anlayışı benimseyen şairlere yol gösterici olmuştur. 1950’lerdem sonra Can Yücel, Metin eloğlu, Salah Birsel Gibi şairlerin yanı sıra 1980’lerde Sunay Akın, Oğuzhan Akay, Akgün Akova, Metin Üstündağ gibi isimler yer yer Garip etkisi taşıyan bir şiirin peşinde olmuşlardır.
SUNAY AKIN (1962-…) :
İlk şiirini, Meteoroloji Müdürlüğü’nde çalışan bir memurun kızına yazar.
İlk Şiir Kitabı
İlk şiir kitabı 1989’da “Makiler” adıyla yayınlanır.
BOMBA FİKİR
Arkadaşlarıyla birlikte 1989’da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından, 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. Adını Cemal Süreya’nın koyduğu bu kitabı “Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı” izler.
- Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli’nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır.
- Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya’nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.
- Tek kişilik oyunlar hazırlayıp oynamaya başladı. Türkiye’nin çok sayıda merkezinde ve yurtdışında (Frankfurt, Nürnberg, Londra) sayısız kez tek kişilik oyunlarını sergiledi. (Sunay Bey Tarihi).
Oyuncak Müzesi
23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, yıllardır hayalini kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi’ni Göztepe, İstanbul’da ailesine ait dört katlı tarihi bir konakta açtı. Müze, Türkiye’de türünün ilk ve tek örneğidir.
Kitapları: Çorap Kaçığı, Ay Hırsızı, Tuncay Terzihanesi, Kule Canbazı, Kırdığımız Oyuncaklar, Onlar Hep Oradaydı İstanbul’da Bir Zürafa, Önce Çocuklar ve Kadınlar, Ayçöreği ve Denizyıldızı, Kız Kulesi’ndeki Kızılderili, Antik Acılar Makiler, 62 Tavşanı, Kırılan Canlar, İstanbul’un Nazım Planı… , Kaza Süsü, Küçük Asker…Küçük Asker…, Veşaire…Veşaire, Şairler Matinesi, Şiir Cumhuriyeti (Safa Fersal ile birlikte)
KEMAL BURKAY (1937 – )
Türkçe ve Kürtçe olmak üzere çeşitli alanlarda yazılar yazdı ve eserler çıkardı. Sezen Aksu‘nun 1991 yılında çıkan albümüne adını veren Gülümse adlı şarkı, Burkay’ın bir şiirinden bestelenmiştir. 31 yıldır yaşadığı İsveç’ten Türkiye’ye 30 Temmuz 2011 tarihinde dönmüştür. 4 Kasım 2012’de HAK-PAR başkanlığına seçilmiştir.
Eserleri
- Yaşamın Ötesinde; Roman, 1967
- Prangalar; 1966 Ankara
- Helbestên Kurdî; 1974 Ronahi.
- Dêrsîm
- Dawîya Dehaq, pîyesê manzûm; Tiyatro
- Aliko û Baz; 1988 Stockholm
- Dersên Zmanê Kurdî; 1988
- Azadî û Jîyan; 1988 ve 1993 İstanbul
- Kürtler ve Kürdistan; 1992 İstanbul
- Yakılan Şiirin Türküsü; 1993 İstanbul
- Berf Fedî Dike; 1995 İstanbul
- Can Taşır Dicle; 1998 İstanbul
Soru
Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli’nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır. ———— Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya’nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir. 23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, yıllardır hayalini kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi’ni Göztepe, İstanbul’da ailesine ait dört katlı tarihi bir konakta açtı. Müze, Türkiye’de türünün ilk ve tek örneğidir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki şairlerden hangisi getirilmelidir?
- A) Sunay Akın
- B) Küçük İskender
- C) Murathan Mungan
- D) Haydar Ergülen
- E) Hüseyin Atlansoy
Cevap: A
Açıklama
Şiirlerinde Orhan Veli ve Cemal Süreya’nın etkileri görülen, ince yergi ögelerini kullanan ve en büyük hayali İstanbul Oyuncak Müzesini açan sanatçı Sunay Akın’dır. Cemal Süreya’nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir. Sunay Akın, 1980 sonrası şiir dünyasında “Yeni Garipçi” diye nitelendirebileceğimiz bir yönelişin temsilcisi olarak kabul edilir. Şiirlerinde Garip akımının etkisine sıklıkla rastlanır. Bazı şiirlerinde Orhan Veli etkisi, bazılarında ise Cemal Süreya etkisi dikkat çeker. Dolayısıyla şair, hem Birinci Yeni hem de İkinci Yeni şairlerinden etkilenmiştir diyebiliriz.
Soru
Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Türk ve Batı şiirini çok iyi bilen Hilmi Yavuz’un şiirlerini topladığı kitaplar arasında Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize, Yolculuk Şiirleri, Akşam Şiirleri’ni sayabiliriz.
B) Resim, şiir, müzik gibi güzel sanatlara karşı özel bir ilgisi olan İsmet Özel’in şiirlerinin ana izleğini; yabancılaşma, başkaldırı, bunaltı ve özgürlük gibi çağımız insanının en temel sorunları oluşturur.
C) Sezai Karakoç’un şiirlerinin sağlam bir metafizik zemini vardır; Leyla ile Mecnun, Mağara ve Işık yayımlanan şiir kitaplarından bazılarıdır.
D) Kemal Özer’in 1965’te yayımlanan “Bir Gün Mutlaka” adlı şiiri, onun toplumcu gerçekçi yönünü yansıtan bir bildiri niteliği taşır.
E) Şiir kültürü bakımından donanımlı bir şair olan Enis Batur, yalnızca şiir yazmakla kalmamış, aynı zamanda şiir üzerine yazılar da yayımlamıştır.
(LYS 2012)
Cevap
“Bir Gün Mutlaka” adlı eser Kemal Özer’in eserlerinden biri değildir. Bu şiirin müellifi Ataol Behramoğlu’dur. Dolayısıyla D seçeneğindeki bilgi yanlıştır.
A → Hilmi Yavuz’un şiirlerini topladığı kitaplar arasında Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize, Yolculuk Şiirleri, Akşam Şiirleri’ni saymak mümkündür.
B → İsmet Özel’in şiirlerinin ana izleğini; yabancılaşma, başkaldırı, bunaltı ve özgürlük gibi çağımız insanının en temel sorunları oluşturur. Ayrıca İsmet Özel, sınırları ihlal edilen modern insan adına dünyaya başkaldırmıştır ve sert bir biçem kullanmıştır. Onun şiirlerinde ton daima yüksektir. Şiirinin dokusu, imge örgüsü farklı özellikler taşır.
C→ Sezai Karakoç’un şiirlerinin sağlam bir metafizik zemini vardır; Şiirlerinde İslami düşünceyi modern şiirdeki gerçeküstücülükle kaynaştırmıştır. Mistisizmden, evliya-enbiya kıssalarından yararlanmıştır. Leyla ile Mecnun, Mağara ve Işık yayımlanan şiir kitaplarından bazılarıdır. Diğer kitapları için “Sezai Karakoç” bölümüne bakınız.
E → Enis Batur, yalnızca şiir yazmakla kalmamış, aynı zamanda şiir üzerine yazılar da yayımlamıştır. Şiir üzerine yazdığı yazılardan biri Şiir ve Cinayet (1979) adlı makalesidir.
Cevap: D