Erkekler, kadınlar üzerinde kavvamdırlar. Kendi mallarından infak etmelerinden dolayı Allah bazınızı bazınıza göre faddale yapmıştır. İyi düzeltici kadınlar; bağlılık gösteren ve Allah’ın korumasını istediğini, kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Nuşuzundan endişe ettiğiniz kadınlara önce öğüt verin, sonra yataklarında yalnız bırakın, sonra bir süre ayrılın. Eğer size uyarlarsa onların aleyhine bir yol aramayın. Kuşkusuz Allah Çok Yüce’dir ve Çok Büyük’tür.(Nisa, 34)
Nisa 34’teki “daraba” fiili, İslam tarihinin en çok tartışılan kelimelerinden biridir. Bu kavramı hem tarihsel (klasik tefsirlerdeki) hem de determinist-etimolojik (kök analizine dayalı) izahını yapayım:
1. Etimolojik Köken (daraba – ضرب)
- Kök harfleri: ض ر ب (ḍ-r-b).
- Temel anlam: “Şiddetle vurmak, çarpmak.”
- Ama Arapçada çok-anlamlı (müşterek lafız) bir köktür. Lisanü’l-Arab, Tâcü’l-Arûs gibi sözlüklerde 17’den fazla farklı anlamı var. Önemli bazıları:
- Vurmak, dövmek (daraba fulânen → birine vurmak)
- Yola çıkmak (darabû fi’l-ard → yeryüzünde dolaştılar, sefer yaptılar – bkz. Bakara 273, Nisa 101)
- Örnek vermek (daraba Allahü meselen → Allah bir misal verdi – bkz. Nahl 75)
- Üzeri örtmek / ayırmak (daraba’l-hicâb → perde çekmek)
- Para basmak (daraba’d-dinar)
📌 Yani “daraba” tek boyutlu bir kelime değil; bağlama göre farklı manalar kazanıyor.
2. Nisa 34’teki Kullanım
Ayetin ilgili kısmı:
“ve’llâtî tehâfûne nuşûzehunne fe’izûhunne, vehcurûhunne fi’l-medâci‘i, vadribûhunne…”
Geleneksel çeviri:
- “Kadınların başkaldırmasından (nüşûzundan) korkarsanız onlara öğüt verin, yataklarda yalnız bırakın, (hafifçe) dövün.”
3. Tarihsel Tefsir Yorumları
- Klasik müfessirlerin çoğu (Taberî, İbn Kesîr, Kurtubî): “daraba”yı “vurmak” anlamında almış, ama “öldürmeyecek, kırmayacak, iz bırakmayacak şekilde, hafifçe” kaydıyla.
- Bazı fakihler (Hanefî ve Malikîlerden bazıları): “misvâk ile dokunma” gibi sembolik bir hareket olarak yorumlamış.
- Muhammed Abduh, Reşid Rıza, Fazlur Rahman gibi modern yorumcular: burada asıl amacın şiddet değil, caydırıcı sembolik bir jest olduğunu savunmuş.
- Mevdudî: İslam’ın evlilikte kadına şiddeti yasakladığını, “daraba”nın hukuken uygulanabilir ama fiilen hoş görülmeyen bir son çare olduğunu vurgular.
4. Determinist-Etimolojik Yaklaşım
Determinist açıdan baktığımızda, ayetin yapısı bir tedric (aşamalı çözüm modeli) içeriyor:
- İz‘ (öğüt) → Sözlü iletişim.
- Hicr (yatak ayrılığı) → Psikolojik mesafe.
- Daraba → Buradaki “vurmak” eğer literal alınırsa, tedric mantığına ters düşer. Çünkü 3. adım, daha ağır bir yaptırım değil, kopuşa giden sembolik bir ayrıştırma olmalıdır.
👉 Etimolojik kökün diğer anlamlarını dikkate aldığımızda, “daraba” burada şu şekilde de anlaşılabilir:
- Ayrılmak, mesafe koymak (Bkz. “daraba fi’l-ard” → yola çıkmak, uzaklaşmak).
- Ayırmak, perdelemek (eşinden fiilî uzaklaşma, evden ayrılma).
- Sembolik dokunuş (misvâk ile vurmak gibi, aslında fiilî şiddet değil).
5. Determinist Çözümleme
- Kur’an bütünlüğünde şiddet yasaklanır (Bakara 190, Maide 32, Nahl 90).
- Rasulullah’ın sünnetinde Hz. Peygamber hiçbir kadına el kaldırmamıştır (Müslim, Fedâil 79).
- Dolayısıyla “daraba”nın burada şiddet anlamında alınması, Kur’an’ın genel etik sistemiyle çelişir.
- Determinist okumayla: “Daraba” = ilişkiye mesafe koymak / ayrılmak / evlilik bağını geçici olarak askıya almak şeklinde yorumlanmalıdır.
📌 Sonuç
- Tarihsel-tefsirî yorum: “daraba” = vurmak, ama hafif ve sembolik.
- Determinist-etimolojik yorum: “daraba” = ayrılmak, mesafe koymak, geçici uzaklaşma.
- Bu ikinci anlam, Kur’an’ın bütünlüğü, Rasul’ün pratiği ve ahlakî sistemle uyumludur.
Çok önemli ve güncel bir soru 👌
Nisa 34’teki “daraba” kavramını günümüz medeni hukukunda nasıl anlamalıyız?
1. Kur’an’daki bağlam: Tedricî çözüm modeli
Ayet üç aşamalı bir yol gösterir:
- Öğüt verme (iletişim kurma, sorunları konuşma),
- Yatakları ayırma (psikolojik mesafe koyma),
- Daraba (klasik yorum: hafifçe vurma; determinist yorum: uzaklaşma/ayrılık).
📌 Burada amaç “kadına şiddet” değil, çatışmanın yönetilmesi ve evliliğin korunmasıdır.
2. Günümüz Medeni Hukuk Perspektifi
Bugünkü hukuk sistemi, özellikle Türk Medeni Kanunu gibi modern yasalar, aileyi şu esaslarla düzenler:
- Eşitlik: Kadın ve erkek hak ve sorumluluklarda eşittir.
- Şiddet yasağı: Fiziksel veya psikolojik şiddet kesin olarak yasaktır.
- Uzlaşma ve arabuluculuk: Aile mahkemeleri, evlilik içi sorunlarda önce uzlaşma ve danışmanlık yolunu teşvik eder.
- Ayrılık ve boşanma: Çatışma çözülemiyorsa “ayrılık kararı” veya “boşanma” gündeme gelir.
3. “Daraba”nın Hukukî Yorumu
- “Vurmak” anlamı günümüz hukukunda kesinlikle uygulanamaz, çünkü hukuken şiddet suçtur.
- Determinist-etimolojik yoruma göre:
- “Daraba” = geçici ayrılık, mesafe koyma, evden uzaklaşma.
- Bu, günümüz hukukundaki “ayrılık kararı” veya “boşanma öncesi fiilî ayrılık” kurumuna çok benzer.
- Dolayısıyla modern medeni hukukta “daraba”yı şöyle anlamalıyız:
👉 Evlilik içi ciddi anlaşmazlıklarda, sorun çözülmezse, eşlerin birbirine zarar vermeden mesafe koyması veya ayrılığa gitmesi.
4. Toplumsal Mesaj
- Kur’an’daki daraba = şiddet değil, krizi yönetme adımıdır.
- Günümüz medeni hukukunda karşılığı = şiddetsiz ayrılık prosedürü, evlilik bağını askıya alma ya da sonlandırma süreci.
- Böylece Kur’an’ın amacı (aileyi korumak ama zulmü önlemek) ile hukukun amacı (eşitlik, güvenlik, barış) örtüşür.
📌 Sonuç
Daraba’yı modern medeni hukukta şöyle okumalıyız:
➡️ “Sorun çözülemiyorsa, şiddete başvurmadan, hukukî yollarla mesafe koymak ve gerekirse ayrılığa gitmek.”
Bu yaklaşım hem Kur’an’ın genel barış ve adalet ilkesiyle, hem de günümüz hukukunun temel değerleriyle uyumludur.