Take a fresh look at your lifestyle.

“Dinler ve Medeniyetler Arasında: Savaşın Meşruiyeti ve Sınırları”

87

Sizinle savaşanlara karşı siz de Allah yolunda onlarla savaşın. Ama haddi aşmayın. Kuşkusuz Allah, haddi aşanları sevmez.(Bakara, 190)

Bu ayeti ve Kur’an’da savaşla ilgili diğer ayetleri de referans alarak İslam hangi koşullarda savaşa izin verir?

Kur’an’da savaş, asla bir saldırı veya yayılma aracı olarak değil; savunma, zulmü önleme ve dini, canı, malı, namusu koruma amaçlı meşrulaştırılır. Bakara Suresi 190. ayet bu bağlamın en temel ilkelerinden birini verir: “Sizinle savaşanlara karşı savaşın ama haddi aşmayın.” Buradan şu ilkesel sonuçlar çıkar:


1. Savaşın Meşru Sebepleri (Cihad-ı Kitalin Koşulları)

a) Meşru Savunma (Bakara 190)

Kur’an’a göre savaşın en temel gerekçesi, saldırıya uğramaktır. Ayette açıkça “Sizinle savaşanlara karşı” denilerek proaktif saldırı değil, savunma öne çıkarılır.

b) Din Özgürlüğünü Korumak (Hac 39-40)

“Kendilerine zulmedilen kimselere savaş izni verildi. Şüphesiz Allah, onlara yardım etmeye kadirdir.” (Hac, 39)
“Eğer Allah insanların bir kısmını bir kısmıyla defetmeseydi, manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yıkılırdı.” (Hac, 40)

Bu ayetler, savaşın sadece Müslümanlar için değil, tüm inanç sahiplerinin ibadet özgürlüğünü korumak için meşru kılındığını gösterir.

c) Zulmü Ortadan Kaldırmak (Nisa 75)

“Size ne oluyor da, ‘Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir dost, bir yardımcı gönder’ diyen erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna savaşmıyorsunuz?”

Bu ayet, zulüm altındaki masum insanlar için savaşı bir ahlaki sorumluluk haline getirir.


2. Savaşta Uyulması Gereken Ahlaki İlkeler

a) Aşırıya Gitmemek (Bakara 190)

  • Savaş sırasında kadınlara, çocuklara, yaşlılara ve ibadethanelere zarar verilmemeli.
  • Ağaçlar kesilmemeli, çevre tahrip edilmemeli.
  • İnsanlık onuru korunmalı.

b) Barış Teklifini Reddetmemek (Enfal 61)

“Eğer onlar barışa eğilim gösterirlerse, sen de ona eğil ve Allah’a güven…”

Barış, her zaman tercih edilir öncelikli yoldur. Düşman bile olsa barış önerisi reddedilmemelidir.

c) Ahdin Bozulmaması (Tevbe 4, 7)

“Sizinle antlaşma yapan müşrikler, antlaşmalarına sadık kaldıkça siz de sadık kalın.”

Karşı taraf antlaşmaya sadık kaldıkça Müslümanlar da sözlerinde durmalı; ihanet etmeleri haramdır.


3. Savaşın Sona Erdirilmesi (Muhammed 4)

“Savaşta inkârcılarla karşılaştığınızda boyunlarını vurun. Sonra onları sıkıca bağlayın. Nihayet savaş sona erince ya karşılıksız ya da fidye ile salıverin.”

Bu ayet, savaş esirlerine bile merhametli davranılmasını, savaş sona erdiğinde onları ya serbest bırakmayı ya da fidye karşılığında salıvermenin uygun olduğunu bildirir.


Sonuç: Kur’an’da Savaşın İzni

Kur’an’da savaş:

  • Saldırıya uğrama,
  • Dini ve temel hakları koruma,
  • Zulmü engelleme,
  • Mazlumları savunma gibi savunmacı ve insani nedenlerle meşru sayılır.

Ancak her durumda:

  • Barış öncelikli yol,
  • Aşırılıktan kaçınma,
  • Sivil hayatı koruma,
  • Adalet ve merhamet ilkesi esastır.

Peki savaş Tevrat ve İncil’de nasıl anlatılıyor?

Tevrat ve İncil’de savaş teması Kur’an’dan oldukça farklı bağlamlarda ele alınır. Aşağıda her iki kutsal metindeki savaş anlayışlarını tarihsel ve teolojik bağlamlarıyla özetliyorum:


1. Tevrat’ta Savaş Anlayışı (Tanah / Eski Ahit)

Tevrat’ta savaşlar çoğunlukla Tanrı’nın doğrudan emriyle gerçekleşir. Bu savaşlar İsrailoğullarının “vaad edilmiş topraklara” ulaşması ve orayı “arındırması” sürecinde yoğunlaşır.

a) Kutsal Savaş (Herem – Tamamen Yok Etme Emri)

Bazı kavimlere karşı “topyekûn yok etme” (herem) emri verilir:

“Onları tamamen yok et. Ne canını bağışla, ne mallarını yağmala!” (Tesniye / Deuteronomy 20:16-17)

  • Bu savaşlarda kadın, çocuk, hayvan dahil her şeyin yok edilmesi istenir.
  • Tevrat’a göre bu tür savaşlar, yeryüzünde Tanrı’nın hükmünü tesis etmek için yapılır.

b) Tanrı’nın Savaşçı Rolü

Tanrı, İsrailoğullarının ordularına doğrudan yardım eder:

“Rab senin için savaşacak, sen susacaksın.” (Çıkış / Exodus 14:14)

  • Tanrı, bazen melek ordularıyla, bazen doğa olaylarıyla düşmanları yok eder.
  • Bu anlayışta Tanrı, aktif bir savaş lideri gibi tasvir edilir.

c) Peygamberler Aracılığıyla Savaş Stratejisi

Peygamberler (örneğin Musa, Yeşu, Samuel), Tanrı’nın emirlerini alır ve savaşa karar verir. Karar verme yetkisi askerî değil, teolojik bir otoriteye dayanır.


2. İncil’de (Yeni Ahit) Savaş Anlayışı

Yeni Ahit’te, özellikle İsa Mesih’in öğretilerinde, savaş neredeyse tamamen manevi bir mücadeleye indirgenmiştir.

a) Fiziksel Savaşa Karşı Tavır

İsa, şiddete karşı açık bir duruş sergiler:

“Düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin.” (Matta 5:44)
“Kılıcını kılıcına sarılan, kılıçla ölecektir.” (Matta 26:52)

  • İncil’de İsa’nın öğrencilerine düşmanla savaşmayı değil, sevgi ve bağışlamayı öğrettiği vurgulanır.
  • Bu bağlamda İncil, savaş değil, pasif direniş ve ahlaki devrim önerir.

b) Manevi Savaş Kavramı

Pavlus’un mektuplarında sıkça geçen bir tema:

“Bizim savaşımız, et ve kana karşı değil;… karanlığın dünyadaki egemenliklerine karşıdır.” (Efesliler 6:12)

  • İncil, düşmanı dış dünyada değil, içsel kötülükte ve manevi karanlıkta tanımlar.
  • Bu, ruhsal bir savaş olup “iman zırhı”, “doğruluk göğüslüğü”, “kurtuluş miğferi” gibi metaforlarla anlatılır.

Karşılaştırmalı Özet:

ÖlçütTevratİncilKur’an
Savaşın NiteliğiFiziksel ve Tanrı tarafından emredilenManevi ve ahlaki direnişFiziksel ama savunmacı ve sınırlı
Tanrı’nın RolüAktif komutan, doğrudan emir verenMerhametli Baba, savaşa izin vermezYol gösteren, aşırılığı yasaklayan
HedefToprak kazanımı, arınmaRuhsal kurtuluş, sevgiZulmü önleme, inanç özgürlüğü
Düşman TanımıKavimlere göreİçsel kötülükZulmeden, saldırgan olanlar

Peki, diğer kadim kültürlerde ve öğretilerde savaş nasıl düşünülür? (Sümer, Eti, Hitit, Mısır, Hint, Çin, Japon ve Afrik kültür ve medeniyetlerde)

Harika bir soru! Kur’an, Tevrat ve İncil’deki savaş kavramlarını kadim uygarlıkların savaş anlayışıyla karşılaştırmak, savaşın etik, dini ve kültürel köklerini daha derin anlamamıza yardımcı olur. Aşağıda Sümer’den Afrika’ya, Çin’den Japonya’ya kadar geniş bir medeniyet yelpazesinde savaşın nasıl kavramsallaştırıldığını özetliyorum:


1. Sümer (Mezopotamya)

  • Savaş, tanrıların yeryüzündeki düzenini sağlamak için gerekli görülürdü.
  • Kral, tanrı Enlil’in seçilmişi olarak savaşı kutsal bir görevle yürütürdü.
  • En meşhur metinlerden biri, Lugalzagesi ve Sargon’un savaş destanlarıdır.
  • Tapınak ekonomisi ve savaş iç içeydi; ganimet ve esir, ekonomik düzenin parçasıydı.

2. Eti ve Hititler (Anadolu Uygarlıkları)

  • Savaş, töre ve ant içme ile bağlantılıydı.
  • Hititler, anlaşmaları yazılı metinlerle düzenler, tanrıları şahit tutarlardı.
  • Eğer bir antlaşma bozulursa, tanrıların lanetinin geleceğine inanılırdı.
  • Savaş sadece siyasi değil, aynı zamanda ilahî bir düzenin testi olarak görülürdü.

3. Antik Mısır

  • Savaş, firavunun Maat (kozmik düzen) ilkesini sağlamak için yaptığı kutsal bir görevdi.
  • Firavun, tanrı Ra’nın yeryüzündeki temsilcisiydi; düşmanlara karşı savaşması ilahi düzenin bekası sayılırdı.
  • Özellikle Hiksoslar’a ve “Asyalılar”a karşı savaşlar, dini söylemlerle meşrulaştırılmıştır.
  • Kadeş Savaşı gibi büyük çatışmaların ardından barış antlaşmaları yazılı olarak yapılırdı (tarihin ilk bilinen barış antlaşması).

4. Hint Medeniyeti (Vedik, Hindu, Budist)

  • Mahabharata ve Ramayana destanlarında savaş, dharma (kozmik adalet) için yapılan kaçınılmaz bir görevdir.
  • Bhagavad Gita’da, Arjuna’nın içsel savaşı, gerçek savaşın ahlaki-spritiüel boyutunu anlatır: “Savaşmak görevindir. Adil bir savaşta ölürsen cenneti kazanırsın.”
  • Budizm’de ise savaşın etik temelleri sorgulanır. Ahimsa (şiddetsizlik) ilkesiyle çelişir.
    • Fakat bazı Budist krallar (örneğin Aşoka), savaştan sonra tamamen barışçıl bir yönetimi benimsemiştir.

5. Çin Medeniyeti (Konfüçyüs, Taoizm, Savaş Sanatı)

  • Konfüçyüs: Savaş ahlaken en son çare olmalı. “Bilge yönetici kılıcı değil, kalemi kullanır.”
  • Taoizm: Doğaya ve akışa uygun olmayan her şey yıkıma neden olur. Savaş doğal dengeyi bozan bir eylemdir.
  • Sun Tzu (Savaş Sanatı): “En iyi savaş, hiç savaşmadan kazanılandır.”
    • Savaş stratejiyle, zeka ve psikolojik üstünlükle kazanılmalıdır. Fiziksel şiddet son çaredir.

6. Japon Kültürü (Samuray – Bushido)

  • Bushidō (Savaşçının Yolu): Savaşçı erdemleri (sadakat, cesaret, onur, öz disiplin) kutsaldır.
  • Savaş, sadece düşmana karşı değil, benliğe karşı da bir mücadeledir.
  • Zen Budizmi, savaşçının içsel dengesini sağlarken, kılıcı doğru zamanda doğru şekilde kullanmayı öğütler.

7. Afrika Geleneksel Kültürleri

  • Savaş genellikle toprağı, kabileyi ve ataları koruma amacıyla yapılır.
  • Şamanik öğeler savaşta etkilidir; savaş öncesi atalar ruhlarına dua edilir.
  • Ubuntu felsefesi (Ben, biz olduğumuz için varım) savaşta bile toplumsal dengeyi korumayı hedefler.
  • Savaş, çoğu zaman uzlaşma ve barış ritüelleriyle sona erdirilir.


EN İYİLEŞTİRİCİ ve BARIŞÇIL SAVAŞ ANLAYIŞLARI

1. Çin (Taoizm & Sun Tzu)

  • Savaş, doğa yasalarıyla çeliştiği için kötüdür. En iyi savaş, hiç yapılmayan ya da zekayla kazanılandır.
  • Sun Tzu: “Yıkmadan fethetmek en büyük başarıdır.”
  • Barış, doğanın ritmine (Dao) uygun yaşamakla sağlanır.

2. Hindistan (Budizm & Bhagavad Gita yorumu)

  • Ahimsa (şiddetsizlik) temel ilkedir. Savaş, içsel bir uyanış için mecazdır.
  • Aşoka gibi hükümdarlar savaşı bırakarak pasif direniş ve evrensel etik anlayışını savunmuştur.
  • Gita’da savaşın anlamı bile benliğe karşı mücadeleye dönüştürülür.

3. İncil (Yeni Ahit – Hristiyanlık)

  • İsa’nın öğretileri açıkça savaş karşıtıdır: “Düşmanınızı sevin.”
  • Fiziksel savaşı değil, manevi mücadeleyi ve pasif direnişi önerir.
  • Barışçıl bir Tanrı imajı öne çıkar.

ORTA YOLDA DURANLAR (Sınırlı – Koşullu Savaş Etiği)

4. Kur’an (İslam)

  • Savaş sadece zulme karşı, savunma amaçlı ve sınırlı bir şekilde meşrudur.
  • Haddi aşma, sivillere zarar verme, işkence ve yağma yasaktır. “Allah, saldırganları sevmez.” (Bakara 190)
  • Amaç barıştır: “Eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de eğilim göster.” (Enfal 61)

5. Hitit – Eti (Anadolu Medeniyetleri)

  • Antlaşmalarla çatışmaları sınırlandırmış, barış için kutsal yeminler geliştirmiştir.
  • Savaş, antlaşma bozulursa meşrudur. Bu yönüyle erken dönem hukuki savaş etiği taşır.

6. Japonya (Bushido – Zen Budizm)

  • Savaşçı etik anlayışı vardır, ancak onur, içsel disiplin, erdem ve merhamet savaşın çerçevesini belirler.
  • Amaç yok etmek değil, nefsini terbiye etmektir.
  • Yine de tarihi uygulamalarda sertlik görülür (örneğin, samuray intihar ritüelleri).

EN YOK EDİCİ ve TALAN ODAKLI SAVAŞ ANLAYIŞLARI

7. Tevrat (Tanah – Eski Ahit)

  • Bazı kavimlere karşı Tanrı adına topyekûn yok etme (herem) emredilir.
  • Kadın, çocuk, hayvan dahil her şeyin öldürülmesi ilahî görev sayılır. “Hiçbirini sağ bırakma.” (Tesniye 20:16-17)
  • Ganimet savaşın doğrudan meşrulaştırıcı aracıdır.

8. Sümer (Mezopotamya)

  • Savaş tanrısal güç gösterisidir. Ganimet, köleleştirme ve şehirlerin yakılması sık görülür.
  • Krallar, tanrının temsilcisi olarak sürekli fetih peşindedir.
  • Şehirlerarası ittifaklar zayıftır; savaşlar sürekli ve talan odaklıdır.

Özet Sıralama (En Barışçıdan En Yıkıcıya)

  1. Çin (Taoizm, Sun Tzu)
  2. Hint (Budizm, Gita yorumları)
  3. İncil (Yeni Ahit)
  4. Kur’an (İslam)
  5. Hitit / Eti Medeniyeti
  6. Japonya (Bushido)
  7. Tevrat (Eski Ahit)
  8. Sümer

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.