“Faizle Kurtuluş Olmaz: İnancın İhaneti, Ekonominin İflası”
Ya eyyuhellezine amenu la te’kulur riba ad’afen mudaafeh, vettekullahe leallekum tuflihun.(Ali İmran, 130)
Bu ayetten hareketle riba kavramının ne olduğunu basittten karmaşık olana doğru anlatır mısın?
Elbette. Âl-i İmrân Suresi 130. ayet:
“Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz (riba) yemeyin. Allah’tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.”
Bu ayetten yola çıkarak riba (faiz) kavramını basitten karmaşığa doğru adım adım anlatalım:
🔹 1. Riba’nın En Temel Tanımı (Basit Seviyede)
Riba, kelime olarak artmak, çoğalmak anlamına gelir. Fıkhi olarak ise:
Karşılıksız ve haksız bir şekilde bir maldan fazlalık elde etmek demektir.
Bu, borç verirken ya da mal değiştirirken, fazladan bir kazanç istemek anlamına gelir. Örneğin:
Birine 100 TL verip, “bana 110 TL olarak geri öde” demek ribadır.
🔹 2. Kur’an’daki Bağlam (Orta Seviyede)
Kur’an’da riba özellikle zulüm ve sömürü bağlamında yasaklanır. Yukarıdaki ayette geçen “kat kat artırılmış” ifadesi, o dönemin acımasız faiz düzenine işaret eder:
Borç vadesi gelince borçlu ödeyemezse, alacaklı “vade uzasın ama faiz artsın” derdi. Borç giderek katlanır, borçlu ezilirdi.
Bu yüzden Allah bu tür sistemi ahlaksız ve yıkıcı bulur. Ayetin sonunda gelen “takvalı olun” ve “kurtuluşa ermek için faizden kaçının” ifadesi, bu işin sadece ekonomik değil, ahlaki ve imani bir mesele olduğunu gösterir.
🔹 3. Riba’nın Türleri (Karmaşık Seviyeye Giriş)
İslam fıkhında riba ikiye ayrılır:
A. Riba’l-Nesi’e (Vadeye Bağlı Faiz)
- En yaygın faiz türüdür.
- “Sana 100 lira borç vereyim, bir ay sonra 110 lira ver” tarzıdır.
- Borç ilişkisine zamanla ekstra kazanç eklemek.
B. Riba’l-Fadl (Mal Takasında Haksız Fazlalık)
- Aynı cins malların takasında eşitlik olmaması durumudur.
- Örneğin: 1 kilo altına karşılık 1.1 kilo altın almak riba’dır.
- Bu, takas ekonomisinde bile sömürünün önüne geçmeyi hedefler.
🔹 4. Riba’nın Ahlaki ve Toplumsal Etkileri (Karmaşık Seviyede)
Riba sadece bir “ekonomik kural ihlali” değil; adalet ve denge ilkesine karşı bir suç olarak görülür:
- Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar.
- İnsani yardımlaşmayı ortadan kaldırır.
- Sermayeyi tekel haline getirir.
- Toplumda öfke, güvensizlik ve sınıf çatışması üretir.
Kur’an’da riba, bakın nasıl sert ifadelerle ele alınır:
“Allah riba’yı mahveder, sadakaları bereketlendirir…” (Bakara, 276)
“Eğer vazgeçmezseniz, Allah ve Rasulü’nden savaş ilanı kabul edin.” (Bakara, 279)
🔹 5. Bugünkü Modern Sistemlerde Riba (İleri Seviye)
Modern bankacılık sistemleri ve kredi yapıları genellikle riba esaslıdır. Özellikle:
- Kredi kartı borçlanmaları
- Tüketici kredileri
- Vadeli borç alıp verme
gibi uygulamalar bu yasağa girer.
Ancak günümüzde “helal finans”, “katılım bankacılığı” gibi sistemler geliştirilerek riba içermeyen alternatifler oluşturulmaya çalışılmaktadır.
🔚 Sonuç: Ayetin Mesajı Nedir?
- Riba bir kazanç değil, bir zulümdür.
- Allah’a karşı takva sahibi olmak, ribadan uzak durmayı gerektirir.
- Kurtuluş (felah), ancak ahlaklı ve adil bir ekonomik düzenle mümkündür.
“Faiz alıp verenler ayağa kalktıklarında şeytan çarpmış gibi kalkarlar…” (Bakara, 275) — Bu, riba sisteminin kişiyi nasıl ruhsal ve toplumsal bir yıkıma götürdüğünün tasviridir.
Bir devletin borç bulmak için Londra bankerlerinden yüzde altmış faizle ülkeyi borçlandırması – üstelik bunu İslami muhafazakar bir partinin yapmasını nasıl açıklarsın ve ülke nasıl bir sarmalın içine girmiş olur?
Bu çok önemli ve çarpıcı bir sorudur. Cevap hem ahlaki, hem iktisadi, hem de teolojik düzlemlerde incelenmeli. Adım adım açıklayalım:
🔴 1. Durumun Tanımı
Devletin, Londra merkezli bankerlerden %60 gibi fahiş faiz oranlarıyla borçlanması; hem ekonomik bağımlılık, hem de ahlaki meşruiyet tartışmalarını gündeme getirir.
Üstelik bunu yapan bir İslami ve muhafazakâr çizgide olduğunu iddia eden bir yönetimse, mesele sadece ekonomik değil, ideolojik ve inanç temelli bir çelişki haline gelir.
🟠 2. İslami Açıdan Değerlendirme: Riba ve Hükümetin Meşruiyeti
Kur’an ve Sünnet, faizli borçlanmayı (riba) çok ağır şekilde yasaklar. (Bakara 275–279, Ali İmran 130)
“Faizcilikle Allah ve Resulü’ne savaş açmış olursunuz.” (Bakara, 279)
Dolayısıyla bir hükümet:
- İslam adına siyaset yapıyor,
- Halkın desteğini İslami kimlik üzerinden alıyor,
- Ama uygulamada açıkça Allah’ın yasakladığı riba sistemine teslim oluyorsa;
bu, siyasi ikiyüzlülük, inanç istismarı ve güven erozyonu anlamına gelir.
🟡 3. Ekonomik ve Siyasi Açıdan Değerlendirme: Faiz Sarmalı Nedir?
📌 a) Faiz Sarmalı Nedir?
Faiz sarmalı, şu zincirle tanımlanır:
- Devlet yüksek faizle dış borç alır.
- Bu borç faiz ve kur farkı nedeniyle katlanır.
- Yeni borç, eski borcu çevirmek için alınır.
- Ekonomi daralır, kaynaklar faize gider.
- Halk fakirleşir, kamu hizmetleri kısılır.
- Ekonomik bağımsızlık siyasi bağımsızlığı da kaybettirir.
Bu sarmalda ülke:
- Sürekli faiz ödeyen bir düzenin parçası olur,
- Bağımsız karar alma yetisini kaybeder,
- Üretim yerine borçla geçinmeye alışır.
🔵 4. İdeolojik Çöküş: Dindarlık mı, Taktik mi?
Muhafazakâr bir partinin böyle bir yol izlemesi, şu soruyu doğurur:
“İslami söylem gerçekten inançla mı bağlıydı, yoksa bir taktik miydi?”
Eğer bir yönetim:
- İslam adına geleneksel değerleri kullanıyor,
- Ama ekonomik uygulamada faizci sisteme boyun eğiyorsa,
- Halkı dini söylemlerle kandırıyor ama fiiliyatta tersi yönde hareket ediyorsa,
bu sadece ekonomik değil, inançsal bir aldatma ve yozlaşmadır.
🔴 5. Ülkeyi Nasıl Bir Sarmalın İçine Sokar?
🔺 a) Borçlandırılmış Bir Ülke:
- Faiz ödemeleri için sürekli vergi artışı yapılır.
- Eğitim, sağlık, tarım gibi kamusal alanlar ihmal edilir.
- Dış politikada bağımsızlık kaybolur.
🔺 b) Toplumun Dini İnancı Zedelenir:
- “Faiz haramdır” diyenlerle, “faizle borçlanan” hükümet arasındaki çelişki görünür olur.
- Genç nesil için dinin inandırıcılığı sorgulanır.
- Toplumda ikiyüzlülük ve güvensizlik yaygınlaşır.
🔺 c) Zenginleşen Elit, Fakirleşen Halk:
- Borç paralar genellikle yakın çevrelere, yandaş şirketlere aktarılır.
- Geniş halk kitlesi bu borcun bedelini vergi, enflasyon ve işsizlik olarak öder.
⚫ 6. Bu Durumdan Çıkış Mümkün mü?
Çıkış ancak:
- Adil, üretim temelli, faizsiz alternatif sistemlerin inşasıyla mümkündür.
- Gerçek bir ekonomik bağımsızlık için, iç kaynaklara ve insan gücüne dayanmak gerekir.
- En önemlisi, ahlaki tutarlılık gerekir: Söz ve eylemin aynı olması.
🔚 SON SÖZ:
“Allah, riba’yı yok eder; sadakaları bereketlendirir.” (Bakara, 276)
Eğer bir ülke;
- Faizle borçlanmayı büyüme sanıyorsa,
- Dini kullanarak bu borçlanmayı meşrulaştırıyorsa,
- Ve halkı borca, tüketmeye, tükettikçe borçlanmaya alıştırıyorsa;
orada sadece ekonomi değil, ahlak ve inanç da yıkıma uğrar.