Konularına Göre Şiir Türleri
Konularına göre şiir türleri isimlendirilirken genellikle o şiirin ne anlattığına, neye ilişkin olduğuna bakılır. Edebiyatımızın her döneminde yazılan şiirler ve türleri belirlenirken hep bu kıstasa göre hareket edilmiştir. Şiir türü şiirin içerik kısmıdır. Şimdi bu şiir türlerini ve niteliklerini inceleyelim:
1. Lirik Şiir
Duygu ve düşüncelerin coşkulu bir dille anlatan şiire lirik şiir denir. Eski Yunan edebiyatında şairler şiirlerini Lyra (lir) denilen bir sazla söyledikleri için bu tür şiirlere lirik denilmiştir. Lirik şiir, dünya edebiyatında en çok işlenen ve sevilen şiir türüdür. Lirik şiirler insan yüreğine seslenen, okunduğunda insanı duygulandıran, coşkulandıran şiirlerdir. Batı edebiyatında Rönesans devrim şairlerinin (Petrerca, Ronsard) daha sonra da ilke olarak içe dönüklüğü benimseyen romantik şairlerin (Lamartine, Hugo, Goethe, Schiller) duygusal ve öznel bir nitelik gösteren şiirlerin bu türün başarılı örnekleridir.
Ne Zaman Seni Düşünsem
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları (İlhan Berk)
Nerdesin?
Geceleyin bir ses böler uykumu.
İçim ürpermeyle dolar: – Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgarlara karışır gider.
Gün olur peşimden yürür beraber,
Ansızın haykırır bana: Nerdesin?
Bütün sevgileri atıp içimden,
Varlığımı yalnız ona verdim ben,
Elverir ki bir gün bana derinden
Ta derinden bir gün bana “Gel” desin (Ahmet Kutsi Tecer)
2. Pastoral Şiir
- Çoban ve kır yaşamını, doğa güzelliklerini anlatan şiirlere pastoral şiir denir.
- Pastoral şiirlerin her türlü süsten, yapmacıktan, gösteriş ve söz oyunlarından uzak bir yapısı vardır. Bunlara bukolik şiir (çoban şiiri) de denir.
- Pastoral şiirin iki biçimi vardır:
İdil: Bir ozanın ya da çobanın ağzından yazılıp kır yaşamının çekiciliğini, güzelliğini anlatan çobanıl aşkı yansıtan kısa şiirlere denir.
Eglog: Birkaç çobanın karşılıklı konuşmaları yoluyla oluşturulan, aşk, kır yaşamı üzerine duygu ve düşüncelerini yansıtan pastoral şiirlere denir.
Bingöl Çobanları
Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum.
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların,
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda,
Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam;
Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda,
“Suma”mın başka köye gelin gittiği akşam,
Gün biter, sürü yatar ve sararsan bir ayla,
Çoban hicranlarını basar bağrına yayla.
Kuru bir yaprak gibi kalbini eline al,
Diye hıçkırır kaval:
Bir çoban parçasısın, olmasan bile koyun,
Daima eğeceksin başkalarına boyun;
Hülyana karışmasın ne şehir, ne de çarşı, (Kemalettin Kamu)
3. Epik Şiir(Destansı Şiir)
Epik sözcüğü, Yunancada destan anlamındaki epope den gelmektedir. Yazının bulunuşundan önceki dönemlerde ulusların hayatında derin izler bırakan tarihsel olayları dile getiren destanlar epik şiir sayılır. Epik şiirlerde yiğitlik, kahramanlık, savaş vb. temaları işlenir. Her epope ( destan) ya da epik şiirlerde tarihsel bir gerçek vardır. Epik şiir bu gerçekten kaynaklanır. Epik şiirlerin çoğu, okuyucuyu coşkulandırdığı için lirik özellikler de taşır. Epik şiirin kurucusu Homeros’tur. Epik Şiirler ikiye ayrılır:
Doğal Epikler(Destanlar):
- Yunan Destanları İLYADA (Homeros), ODYSSEA (Homeros)
- İran Destanı ŞEHNAME (Firdevsi)
- Fin Destanı KALEVALA (Dr. Lönrot)
- Rus Destanı IGOR
- Hint Destanları RAMAYANA, MAHABHARATA
- Alman Destanı NİBELUNGEN
- Sümer Destanı GILGAMIŞ
- Japon Destanı ŞİNTO
- Fransız Destanı CHANSON DE ROLAND
- İspanyol Destanı LE CİD
- Türk Destanları OĞUZ KAĞAN, MANAS
Yapay Epikler(Destanlar)
Aineias (Vergilius – Roma,
Kaybolmuş Cennet (J. Milton – İngiliz Edebiyatı)
Kurtarılmış Kudüs (Tasso – İtalyan Edebiyatı)
İlahi Komedya (Dante – İtalyan Edebiyatı)
Çılgın Orlando (Ludovico Ariosto – İtalyan Edebiyatı)
Üç Şehitler Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
Çanakkale Şehitlerine (Mehmet Akif Ersoy)
Genç Osman Destanı (Kayıkçı Kul Mustafa)
İstanbul Fetih Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
Çanakkale Destanı (Fazıl Hüsnü Dağlarca)
Kuvayı Milliye Destanı (Nazım Hikmet)
Kurtuluş Savaşı Destanı (Cahit Külebi)
Sakarya Meydan Savaşı (Ceyhun Atuf Kansu)
Maraş’ın ve Ökkeş’in Destanı (Gülten Akın)
Örnek:
Durduk, süngü takmış kâfir ayakta
Bizde süngü yok
Bir hayret kızıllığı akardı üstümüzden
Dehşetten daha çok
Durduk, süngüsü düşmanın pırıl pırıl,
Önümüze çıktı bir gündüz, bir gece
Korku değil haşa
Bir büyük düşünce ( F. Hüsnü DAĞLARCA)
4. Didaktik Şiir
Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü zayıf şiir türüdür. Eski çağlarda ozanların eğitici öğretici bir kişi olduğu kabul ediliyordu. Eski Yunan edebiyatında Hesiodos bu türün ilk örneklerini vermiştir. Türk edebiyatında “ta’limî” terimi de aynı anlamda kullanılmıştır. Manzum hikâyeler ve fabllar da bu gruba girer.
KARGA İLE TİLKİ
Bir dala konmuştu karga cenapları;
Ağzında bir parça peynir vardı.
Sayın tilki kokuyu almış olmalı;
Ona nağme yapmaya başladı:
“Ooooo! Karga cenapları, merhaba!
“Ne kadar güzelsiniz; ne kadar şirinsiniz
“Gözüm kör olsun yalanım varsa
“Tüyleriniz gibiyse sesiniz
“Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın.”
(Çev: Orhan Veli)
5. Satirik Şiir
Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay, durum, iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bunlarda didaktik özellikler de görüldüğünden, didaktik şiir içinde de incelenebilir. Ancak açık bir eleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğru olur. Bu tür şiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama, yeni edebiyatımızda ise yergi verilir.
Örnek:
Benim bu gidişe aklım ermiyor
Fukara halini kimse sormuyor
Padişah sikkesi selam vermiyor
Kefensiz kalacak ölümüz bizim
6. Dramatik Şiir
- Tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro türünün ( 19. yy. ) çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düz yazıyla yazılmaya başlanır.
- Dramatik şiir harekete çevrilebilen şiir türüdür. Başlangıçta trajedi ve komedi olmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üç kere çıkmıştır.
- Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir. Çünkü bizim Batı’ya açıldığımız dönemde ( Tanzimat ) Batı’da da bu tür şiirler yazılmıyordu; nesir kullanılıyordu tiyatroda. Bizim tiyatrocularımız da tiyatro eserlerini bundan dolayı nesirle yazmışlardır. Ancak nadirde olsa nazımla tiyatro yazan da olmuştur. Abdülhak Hamit Tarhan gibi…
Batı edebiyatında Corneille, Racine, Shakespeare;Türk edebiyatında Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan, Faruk Nafiz Çamlıbel dramatik şiirin en güzel örneklerini vermişlerdir.