Take a fresh look at your lifestyle.

ÖĞRETİCİ METİNLER VE DENEMELER

20

Öğretici Metin Derken Ne Anlamamız Gerekir?

ÖĞRETİCİ METİNLER VE DENEMELER bilgi ve haber vermek, ikna etmek, kanıları değiştirmek, uyarmak, düşündürmek, yönlendirmek, tanıtmak gibi amaçlarla yazılan metinlerdir. Öğretici metinler ele aldığı konuya göre çeşitli türlere ayrılır. Bu türlerin hepsinin konuyu ele alış biçimi ve üslubu farklılık gösterir.

Öğretici Metinler Şu Şekilde Gruplandırılmaktadır:

  1. Tarihî metinler: Tarih olaylarının ele alındığı, anlatıldığı metinlerdir.
  2. Felsefî metinler: Felsefî konuları ve felsefenin varlık, bilgi, değer gibi konularını ele alan metinlerdir.
  3. Bilimsel metinler: Bilimsel araştırmaları açık ve kesin bir dille, delillere dayanarak anlatan metinlerdir.
  4. Gazete çevresinde gelişen metin türleri: Makale, deneme, sohbet, fıkra, eleştiri, röportaj gibi gazete çevresinde oluşan metinlerdir.
  5. Kişisel hayatı konu alan metin türleri: Hatıra (anı), gezi yazısı, biyografi, mektup, günlük gibi kişisel hayatla ilgili olan metinlerdir.

Öğretici Metinlerin İncelenmesinde Göz Önünde Bulundurulan Özellikler

Öğretici Metinlerde ve Denemede Zihniyet:

Her metin, yazıldığı dönemin sosyal, ekonomik, siyasî yapısını, sanat anlayışını yansıtır. Dönemin bu özelliklerine zihniyet diyebiliriz. Metin, yukarıda sayılan unsurların hiçbirine indirgenemez çünkü metin bunların hepsinden yararlanılarak oluşturulan bir bütündür. Bir metinde, metnin yazıldığı dönemin özellikleri metne sindirilmiş bir şekilde yer alır. Bu özellikler metinle bütünleşir. Bir metni incelerken metinden dönemin zihniyetine ait ipuçları tespit edilir. Metinlerde ele alınan konular, kullanılan dilin özellikleri, seçilen sözcükler, tutum ve davranışlar da dönemin zihniyetini yansıtan ögelerdir.

Öğretici Metinlerde ve Denemede Yapı (plan)

Metnin yapısı, kendi içinde anlam bütünlüğü olan birimlerin bir düzene bağlı olarak birleşmesi sonucu oluşur. Bu birimler paragraflardır. Ayrıca paragraflarda kendi içinde anlam birliğine sahip cümle kümelerinden oluşur. Bu kümeler yeri, zamanı, mekânı, kişiyi ve durumu ifade ederler.

  • Paragraftaki birlik ve bütünlüğü sağlamak için giriş, gelişme ve sonuç bölümlerindeki cümlelerin dil ve fikir yönünden birbiriyle bağlantı kurmasını sağlayan bağlayıcı ögeler vardır. Köprü kelimeler diye de nitelendirebileceğimiz bu ögeler cümle başı edatları, zamirler, sözcük ve sözcük gruplarıdır.
  • Cümle başı edatları: Cümleleri birbirine bağlayan, boşluklar arasında geçiş köprüleri kuran “hatta oysa şöyle ki, meğer nitekim bunun gibi, bununla beraber” vb. sözcüklerdir.
  • Zamirler: Bağlantıyı kuran zamirler, bir önceki cümlede geçen bir ad veya kavramın bir sonraki cümlede yerini tutarak cümleler arasında birliğin sağlanmasına katkıda bulunur.
  • Sözcük ve sözcük gruplarının tekrarı: Bir önceki cümlede geçen sözcük ve sözcük grubu, bir sonraki cümlede tekrarlanarak cümleler arasında bağlantı kurar.

Öğretici Metinlerde ve Denemede Ana Düşünce

Öğretici metinlerin amacı bilgi vermek, öğretmektir. Yani okura bir düşünce aşılmaktır. Okura aşılanan düşünceye ana düşünce denir. Öğretici metinlerin incelenmesinde metnin ana düşüncesini tespit etmek gerekir. Eğer biz bu düşünceye ulaşamamışsak, metni yeterince anlamamışız demektir. Ana düşünceyle metnin kaleme alındığı dönem arasında ilişki kurulabilir. Zira metnin kaleme alındığı dönemin sosyal ve siyasî yapısı, tartışılan sanat anlayışları ana düşüncenin oluşmasında etkili olur.

Öğretici Metinlerde ve Denemede Dil ve Anlatım

Öğretici metinlerde dil bir nesneyi, bir kavramı, bir olayı anlatmak, açıklamak ve bildirmek ve okuyucuyu uyarmak, harekete geçirmek üzere kullanılır. Metnin dili; ifade edilmek istenen düşünceye, seçilen anlatım türüne ve hitap edilen okuyucuya, kullanılan iletişim aracına göre değişir. Hitabetin diliyle sohbet türünün, deneme türüyle makale türünün anlatımı aynı değildir. Aynı manzaraya farklı açılardan bakıldığında aynı şey görülmez. Bu farklılık bakış açısından kaynaklanır. Bir konuya farklı bakış açılarından yaklaşılabilir. Bilgi, inanç, düşünce farklılığı, kültürel çevre, psikolojik özellikler bakış açısını belirler. Bütün bunlar yazarın anlatımını etkiler. Aynı konu farklı yazarlar tarafından ifade edilebilir. Ancak sonuçta hiçbir yazarın anlatımının birbirine benzemediği görülür. İşte bu farklılık üsluptan kaynaklanmaktadır. Üsluba, yazarın anlatım tarzı diyebiliriz. Yazarın kurduğu cümleler, kelime seçimi, cümle yapısı, kelimelere kazandırdığı anlam, anlatımının açık, tutarlı, anlaşılır olup olmadığı o yazarın üslubunu ortaya koyar.

Öğretici Metinlerde ve Denemede Üslup

Üslup bir işi yapma şekline ve tekniğine denir. Buradaki iş, anlatım yani ifade işi olduğuna göre  üslup bir yazarın kendini anlatma tekniği üsluptur denebilir. Başka bir söyleyişle üslup bir yazarın kelimeleri seçme ve kullanma tekniğine üslup denir.

Makale türündeki metinlerde doğal dil kullanılır. Dil, değişik yorumlara kapalıdır. Sözcükler genellikle ilk anlamlarında kullanılır. Felsefî metinlerde dil kavram boyutuyla, sözcükler günlük hayattaki anlamlarından soyutlanmış bir görev yüklenerek karşımıza çıkar. Deneme, sohbet, anı gibi türlerde dil, öznel bir şekilde kullanılır. Sözcüklere yeni anlamlar yüklenir.

Öğretici Metinlerde ve Denemede Metin ve Gelenek

Öğretici metinler incelenirken metnin hangi geleneğe bağlı kalınarak yazıldığı, sanatçının gelenekle ilişkisi tespit edilir.

Felsefe, bilim, gazete çevresinde gelişen ve kişisel hayatı konu alan metinler, yapı, tema, dil ve anlatım gibi konularda tarihî akış içinde kendi geleneklerini oluşturur. Ancak her dönem, bunlara yeni ögeler ve değerler katarak zenginleştirir. Her metin yapı, tema, dil ve anlatım bakımlarından aynı türde daha önce yazılmış metinlerden yararlanılarak oluşturulur.

Öğretici Metin ve Kurgusal Metin Arasındaki Fark

Öğretici metinlerde söz ve söz öbekleri (grupları) daha çok ilk anlamlarıyla kullanılır. Bundan dolayı öğretici metinlerde anlam okuyucuya, mekâna ve zamana göre değişmez. Yani okuyucu, zaman ve mekân faktörleri öğretici metinlerin anlamını etkilemez. Bu bakımdan öğretici metinler kurgusal metinlerden farklılık gösterir. İyi bir edebî metin birden çok anlama ve yorumlamaya açık olan metindir. İyi bir öğretici metin ise yazarın anlatmak istediği anlamı yorumlamaya meydan vermeden ileten metindir. Öğretici metinlerin amacı, bilgi vermek, aydınlatmak, açıklamaktır.

Deneme

Denemede düşünce, şiirsel, akıcı, samimî bir üslûpla sunulur. Bu bakımdan deneme yazılarının geniş halk yığınlarınca kolayca ve rahatlıkla okunabilme özelliği vardır. Deneme yazarı yazısını yazarken bir anlamda kendi kendisiyle diyalog içindedir. Kendi zihinsel âleminde düşünce temrinleri yapar. Tanzimat’ta bir süre gazete ve dergilerde “musahabe” üst başlığı altında deneme benzeri yazılar yazılmıştır.

Türk Edebiyatında İlk Denemeciler

  • Ahmet Haşim Bize Göre (1928), Gurabahane-i Laklakan (1928)
  • Refik Halit Karay Bir Avuç Saçma (1939), Bir İçim Su (1931), ilk Adım (1941), Uç Nesil Uç Hayat (1943), Makyajlı Kadın (1943), Tanrıya Şikâyet (1944);
  • Falih Rıfkı Atay Eski Saat (1933), Niçin Kurtulmak (1953), Çile (1955), İnanç (1965),Pazar Konuşmaları (1966), Kurtuluş (1966), Bayrak (1970) gibi kitaplarını saymak mümkündür.

Deneme Türleri

Sanat ve Edebiyat Konulu Denemeler

Sanat ve edebiyat konulu denemelerin çoğu sistematik olmayan öznel birer eleştiri yazısı niteliğindedir. Onun için Türk edebiyatında deneme ile eleştiri birbirinden ayrılmayacak ölçüde iç içe geçmiş gibidir.

Şiir İle İlgili Denemeler

  • Mehmet Salihoğlu: Gün Işığına Çıktıkça (1975);
  • Cemal Süreya:  Şapkam Dolu Çiçekle (1976); 
  • Oktay Akbal Önce Şiir Vardı;
  • İsmet Özel Şiir Okuma Kılavuzu (1980); 
  • Enis Batur Şiir ve Cinayet (1979)…

Manzum-Mensur Karışık Edebî Türlerle İlgili Denemeler

Sanat ve edebiyat konulu deneme eserlerinin çoğu, şiir, hikâye, roman gibi değişik türleri içeren çalışmalardan oluşmaktadır. 

  • Vedat Günyol: Dile Gelseler (1966); De­nemeler Eleştiriler (1964); 
  • Ahmet Hamdi Tanpınar: Edebiyat Üzerine Makaleler (1969); 
  • Peyami Safa: Sanat Edebiyat Tenkit (1970); 
  • Bedri Rahmi: Delifişek (1975); 
  • Mehmet Kaplan: Büyük Türkiye Rüyası (1969);
  • Oktay Akbal: Konumuz Edebiyat(1968), Yaz­mak Yaşamak (1972), Istinye Suları (1973), Vatan Mahzun Ben Mahzun (1983)…
  • Cevdet Kudret: Bir Bakıma (1977);
  • Memet Fuat: Düşünceye Saygı (1968), Çağını Görebilmek (1982), Unutulmuş Yazılar(1986), KonuşanToplum (1996), Dağlarda Yüreğim (1996), Özgünlük Avı (1996)…
  • Sezai Karakoç: Edebiyat Yazıları I, II, III, (1982), (1986), (1996);
  • Hilmi Yavuz: Denemeler Karşı Denemeler (1988), Yazın Üzerine (1987);
  • Suut Kemal Yetkin: Edebi­yat Konuşmaları (1944), Edebiyat Üzerine (1952), Günlerin Götürdüğü (1958);
  • Nihad Sami Banarlı: Şiir ve Edebiyat Sohbetleri (1982);
  • Fethi Naci: İnsan Tükenmez (1956), Ede­biyat Yazıları (1976);
  • Nermi Uygur: İnsan Açısından Edebiyat (1969);
  • Adalet Ağaoğlu: Başka Karşılaşmalar (1997);
  • Mehmet Kemal: Denemeler Elemeler (1997);
  • Melih Cevdet Anday: Yiten Söz (1992).

Dil Konulu Denemeler

Bu konuda yazılmış denemeler; dil felsefesi, dilin güncel sorunları, eski dil, yeni dil, uydurmacılık, yaşayan dil, halkın konuşma dili, kültür dili gibi tartış­maları ele alınır. Dilin sadeliği; günlük hayatta, sosyal ilişkilerde ve sanat eserlerin­deki önemini ele almaktadırlar.

  • Öz Türkçecilik Akımını Savunanlar: Bu düşünceyi savunan başlıca yazarlar ve eserleri şunlardır: 
  • Suat Yakup Baydur Dil ve Kültür (1952),
  • Sebati Ataman’ın, Dil Çıkmazı (1981); 
  • Emin Özdemir Öz Türkçe Üzerine (1969); 
  • Berke Vardar Dil Devrimi Ustune (1977)
  • Tahsin Yücel’in Tartışmalar (1994)…
  • Milletin Canlı Konuşma Dilini Savunanlar:
  • Mehmet Kaplan Kültür ve Dil (1982); 
  • Nihad Sami Banarlı Türkçenin Sırları (1972); 
  • Peyami Safa Osmanlıca –Türkçe–Uydurmaca (1970); 
  • Necmettin Hacıeminoğlu Turkçenin Karanlık Günleri (1972); 
  • Ahmet Bican Ercilasun Dilde Birlik (1984)…
  • Dili Felsefî ve Kültürel Boyutuyla İrdeleyenler : 
  • Nermi Uygur Dilin Gücü (1962);
  • Aydın Köksal Dil ile Ekin (1980); 
  • M.Bedri Gültekin Türkçenin Dünü ve Yarını (1983)…

Felsefe Konulu Denemeler:

Bu gruba giren denemeler, genellikle felsefe eğitimi görmüş ve bu alanda çalışan bi­lim adamları tarafından yazılmaktadır. 

  • Nurettin Topçu Kültür ve Medeniyet (1970), İradenin Davası (1968);
  • Nusret Hızır Felsefe Yazılan (1976, Türk Dil Kurumu 1977 De­neme Ödülü), Geride Kalanlar (1987);
  • İsmail Tunalı Denemeler (1980)…

Şehir Konulu Denemeler:

Günümüzde Türk edebiyatında ilk örnekleri şehrengizlerdir. Kimi denemeciler, gezip gördükleri, yaşadıkları şehirlerin tarihi, kültürü, gelenekleri, mimarîsi vs. üzerindeki görüşlerini kaleme almışlardır: 

  • Yahya Kemal Beyatlı Aziz istanbul (1964);
  • Nihad Sami Banarlı istanbul’a Dair (1986);
  • Samiha Ayverdi istanbul Geceleri (1971); 
  • Mitat Enç Uzun Çarşının Uluları (1997 Antep’i anlatır); 
  • Hilmi Yavuz Şehirlerin iskeleti (1988), 
  • Beşir Ayvazoğlu Şehir Fotoğrafları (1997);
  • Cengiz Bektaş Mimarlıkta Eleştiri (1967)…

Unutmayalım!

 İlk şehrengiz XVI. yüzyılda Mesihî tarafından yazılmıştır.

Sosyal ve Siyasî Konulu Denemeler:

Siyasetçiler, gazeteciler, siyaset üzerine gözlemci ve izleyici olarak düşünce üretenler hem güncel hem de evrensel nitelikli siyasal ve sosyal konularla ilgili düşüncelerini, kimi zaman, deneme türünde yazmışlardır: 

  • Oktay Akbal Atatürk Yaşadı mı (1975);
  • Vedat Nedim Tör Kemalizmin Dramı (1979); 
  • Nadir Nadi Atatürk ilkeleri Işı­ğında Uyarmalar (1961), Olur Şey Değil (1981), Ben Atatürkçü Değilim (1982); 
  • Seyfettin Bulut Gençliğin Arayışları (1996); 
  • Hülya Yakut Üstündağ Sezgiler (1996)…

Psikoloji Konulu Denemeler

Psikoloji biliminin verileri ışığında insanların gündelik ruhsal sorunlarıyla ilgili düşünceler işlenir. Bu tür çalışmalar 

  • Doğan Cüceloğlu İnsan İnsana,
  • Sefa Saygılı Strese Son (1996); 
  • Suna Tanaltay Sevdikçe, Çocuklar Ağlamasın, Gençlik Sevgidir, Ben Sev­giyim, Yaşam Nehri.

Kadın Konulu Denemeler

Özellikle kadın yazarlar, feminizm akımının da etkisiyle kadınların sorunlarını, sosyal ve siyasî haklarını dile getiren denemeler yazmaktadırlar. 

  • Duygu Asena Kadının Adı Yok (1987);
  • Esra Nuray Sezer Bir Genç Kız Yetişiyor (1997); 
  • Gülay Atasoy Aile Huzuru (1994)…

Karışık Konulu Denemeler

Tarih, kültür, gündelik hayat, sanat, uygarlık gibi alanlara ait değişik pek çok konuda deneme yazılabilir:

  • Ahmet Haşim Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan;
  • Ahmet Hamdi Tanpınar Yaşadığım Gibi; 
  • Cemil Meriç Bu Ülke (1974), Mağaradakiler (1978), Kırk Ambar (1980); 
  • Selahattin Batu (1905–1973) İnsan ve Sanat (1945); 
  • Ali Nihad Tarlan Kuğular (1970); 
  • Salah Birsel Kendimle Konuşmalar (1969), Salah Bey Tarihi, 1001 Gece Denemeleri; 
  • Enis Batur Alternatif Aydınlar (1985), Saatsiz Maarif Takvimi (1995)… 
  • Sabahattin Eyüboğlu Mavi ve Kara (1961), Sanat Üstüne Denemeler (1974);
  • Ruşen Eşref Ünaydın Ayrılıklar (1923), Boğaziçi Yakından (1938); 
  • Yakup Kadri Karaoosmanoğlu Erenlerin Bağından (1922), Okun Ucundan (1940), Ergenekon (1929), Alp Dağlarından (1942); 
  • Cevdet Kudret Benim Oğlum Bina Okur (1983); 
  • Azra Erhat Sevgi Yönetimi (1978); 
  • Nermi Uygur Güneşle (1969) Yaşama Felsefesi (1981), Kültür Kuramı (1984)… 
  • Ferit Edgü Ders Notları (1978. 1979 Türk Dil Kurumu deneme ödülü), Yazmak Eylemi(1980); 
  • Yusuf Çotuksöken Denemenin Kıyılarında (1992);
  • Doğan Hızlan Güncelin Çağrısı (1997); 
  • Ahmet Altan Geceyarısı Şarkıları (1996); 
  • Ahmet Turan Alkan, Yatağına Kırgın Irmaklar (1998)

Faysal DAL

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.